Daha okuma yazma bilmediği günlerdi. Eline aldığı kalemle çizer dururdu beyaz
kâğıdı… Sonra da ebeveynine:
“ – Bak senin adını yazdım. “ derdi… Programlar yapıp yolculuğa çıkarırdı, her yazdığı
kişiyi… Ve isimler takardı.
“AY” olurdu bazen karanlık sokakları aydınlatan, bazen “GÜNEŞ” yapıp çevreyi
ısıtan, “YILDIZ” yapıp ışıklandıran insanların sohbeti için giderdi sonsuza…
“- Gitmeli miyim? Diyerek kendine sorar… Sonra cevaplardı. “- Evet. Gitmeliyim…
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Devamını Oku
Değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
Islak saclarını güneşte kurut:
olgun meyvelerin baygınlığıyla pırıldasın
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta