Sağanak Şiiri - Kaan Gülsatan

Kaan Gülsatan
36

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Sağanak

Islanması insanın en beklemediği yağmurlarında temmuz ayının, bilinmemesi beklenmezliğin sebebinin sanki başka mevsimde yağmur yağarmışçasına..

Mevsim bahar olunca,
Yüreğime yüreğime çiseler Ankara sağanağı,
Bakarım etrafımın kupkuru oluşuna şaşırıp;
Üzerimdeki bulutları selamlarım gözlerimle..

Tam bir sigara yakıyorum Güneş’in kavurucu sıcağına karşı,
Birden çıkıp sen geliyorsun karşıma..
Saçların ıslak,
Gel desem gelecek gibisin..
Uzanıp tutsam diyorum o incecik ellerinden,
Fark edecekler diye ödüm koparken..
Saklamak çok zor, çaresiz kalacağım..
Bakma öyle sevdiğim, seviştiğimizi anlayacaklar.

Dükkanımı sular basmış,
Çalışmamaya bahane arayan ben,
Yeniden yaralanmış bu şehirde..

Kaç! Gözlerinde renksiz bir bakış,
Bir nebze uzaklaş tüm dertlerinden.
Bir kalp atımı kadar,
Senin için attıkları dahil..

Bir gün kaçıp gideceğim,
Sonra arkamdan her gün ince bir yağmur yağacak,
Görür müyüm bilmem ama yağdığına inanıp çok seveceğim ıslanmayı.

Düşün;
Bir narkotik köpeğin var ama burnu tıkalı,
Öylesi çetin bir görevdesin ki:
Pavlov'un köpekleri ve dahi Schrödinger'in kedisine bile razısın.
Ancak elinde olan tek şey veterinerin önünde yatan pasaklı, yaralı bereli, ampute sokak kedisi.

Ey Tanrım! Sen bütün bu uçurumları ben düşeyim diye mi yarattın?

"Çok yaşa" diyordu,
Çok yaşa...
Şahi, neydi yaşamak denen şey?
Saatlerin tekerrürü.
Ezbere bildiğin bir şiir gibi,
Devamı heyecan vermiyordu.
Ne güç şeymiş ağlayamamak.
Yeni uyandığında yumruğunu sıkamamak,
Güçsüzken kalkamamak..
Anlam ifade etmiyordu gökyüzü,
Ve parmaklıklar ardından bakan yirmilik çıtır, umut dolu.
Ait değilim hiçbir yere,
Ne yastığıma ne de başucumdaki suya,
Ne bu kainata, beni unutan..

Korkarım anlaşılmaz sözüm,
Bundandır hep yarım ağız söylerim,
Sevdiğimi seni yokluğunda.
Bakma sen, bugün durgun değilim.
Çayımı yudumlarken bile seninle konuşurum,
Sen duymazsın, istemediğinden.
Az sonra koru metrosu kalkacak,
Sen o sıra gecikmemek için
Fondip yapılan acı kahve gibi,
Gidişin tatsız,
Aceleci ve huysuz belki.
Gidişlerin diyorum:
Dönüşleri muhakkak olmalı.
Yahu git işine,
Kim gitmek üzere gelirdi ki?
Ve de kim vazgeçerdi bu durmak bilmez Ankara sağanağından?
İnsanların egzozunu ağzımızın içinde patlattığı bu devirde..

Sen şimdi bana birinci çoğul kişi ile, gelecek zamanlı vaatlerde bulunacaksın,
Öyle kuru kuru değil elbet:
Gözlerinin içi gülecek,
Beden dilin "ben buradayım" diyecek,
Ve minik biçimli ellerin,
Gittikten sonra istemsizce özlenecek..
Gidişlerin diyorum:
Dönüşleri muhakkak olmalı.

Sağanağı sırtıma aldım o halde,
Korkmuyor da değilim ama,
Galiba sonunda itirafçıyım:
Ben bu sağanağın altında,
Sırılsıklam,
Çırılçıplak,
Sereserpe,
Aşığım..

Ama..
Gidişlerin diyorum:
Dönüşleri muhakkak olmalı..

Kaan Gülsatan
Kayıt Tarihi : 5.8.2024 23:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!