her hali ölümün farklı bir rengine bürünmüş benliğimle dönüp bakınca ardıma,
büyük bir boşluk karşılıyor
ışıltısını kaybetmiş gözlerimi.
şimdi nasıl anlatsam ki sana
sesi çıkmaz kederimi?
elime kalemi tutuşturan sendin
ardından hayatı, bir kağıt gibi usulca önüme serdin.
adınla başladım
bilemedim, nice ak'ları karanlığa çevireceğini
bilemedim, adını geçirdiğim yerde yaşamın beni sana çevireceğini
bilemedim, yaşamanın yalnız seninle hayat bulabileceğini.
zaman geçti;
el uyuştu,
kalem kırıldı,
her şey karanlığa gömüldü.
geriye geceyi gölgeleyen sayfalarım kaldı,
gözlerimse birer perde oldu ruhumun kederine. geçen onca zamana rağmen,
yine de kararlılıkla attığım adımla bağlandım kaderime.
şimdi kaç yaşında olduğumun önemsizliğiyle, kalemimden dökülenlerin silinemeyeceği bilinciyle,
ve yorgun bir kalple,
ve ağlayamayan gözlerle,
ve ruhumu saran bu üşümek derdiyle,
telafisi olmayan hataların yok edilmesi gerektiğine inanan zihnimle...
yırtılıyor tüm sayfalarım, eskimeyecek darbelerle.
yırtılan her sayfa
bir yıl götürüyor benden,
usulca siliniyor bir yıl defterimden;
küçülüyorum.
fakat beraberinde bir ağırlık çöküyor omuzlarıma,
güçsüz ellerimle ilerleyişine dur diyemediğim yılların,
gözlerden silinen fakat kalbe sinen yorgunluğu kalıyor omzumda.
sonunda sen de gidiyorsun
vedasız bir gidiş oluyor
çünkü hiç var olmamıştım yüreğinde.
gelişi olmayanların vedasız gidişleriyle baş başa kalanlardan oluyorum.
yıllar, yırtılıp atılan sayfalarla yok oluyor;
küçülüyorum.
omzumdaki ağırlığın büyüyor,
-bir yokluğun taşınmaz ağırlığı alaya alınmamalı;
küçülüyorum.
siliniyorsun kalbimden telaşsızca
aslında bir iz dahi kalmamış senden geriye, yokluğun dahi hissettirmiyor artık kendini;
küçülüyorum.
sayfasız bir deftere dönüyor bedenim.
ve sayısız sayfalar ardında kalıyor gârip benliğim.
Kayıt Tarihi : 4.8.2021 20:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!