Safları Düzeltin ! (nükte)

Geçenlerde bizim kendi halinde saf bir adamımız olan
"Saf Terzi Rızanın" dükkânına uğradım.
Harıl harıl öfkesini işten çıkartır gibi çalışıp duruyor.
Gürültü olmasın diye, ellerimizi havaya kaldırıp-indirip
Selâmlaştıktan sonra, ben boş bir sandalyeye doğru yönelirken
"-Hoş geldin abi!" deyip, kızmış halinle başladı söylenmeye..;
"-Yok abicim yok, orası da bozulmuş artık."
Merak ettim ben de otururken yerime ve sordum ;
"-Neresi yahu?"
Mezurayı boynundan hızla çıkarıp yüzüme bile bakmadan cevapladı
"-Bizim buradaki cami be abi, "

Haydaaa!

Yine bir muzurluk yumurtlayacak bizim usta diye düşündüm.
"-Hayrola Rıza usta! Ne iş?"
Usta, ciddi ciddi başladı anlatmaya...
"-Geçenlerde Cuma Namazına gittim,
Ezan okunduktan sonra tabi ki, namaza kalktık.
Birden gür bir sesle en arkadan müezzin mikrofonla bağırdı."...
("-SAFLARI DÜZELTİN!...").
"Caminin içi öyle bir inledi ki, herkes bir kere titredi.
Zorla attım dışarı ben kendimi be abi."
İyice şaşırdım ben bu sefer,
"-Niye ki, Rıza usta?"
"-Niye olacak be abi, kırk yılda bir ön tarafa geçtik
erken gittiğimiz için tabi kısmet...
sağıma baktım, Hacı!...soluma baktım, Hoca...!"

"-Daha iyi ya " dedim, Erenlerin içinde kalmışın.

Yüzüme dik dik baktı "sen ne diyorsun yahu" der gibi,
Düşüncelere dalmış bir gamlı baykuş edası tamamladı lafın arkasını;
"-Neresi iyi be abi, içlerinde lâkabı ve bilgisi...
benden başka (SAF) olan yok ki, Beni mi düzeltecekler?..."