Ey canan ey leyl-i nevbahar!
Ey nergislerden daha güzel Âfitâb-cemâ!
Ey kainatın kahpe mahluku!
Ey kibriyle gözleri görmez olmuş aşifte!
Ey her şeyden daha soysuz,daha basit!
Ey ömrü üç gecelik bîmâr!
I
Hanımelleri,akasya ve zambak kokuları arasında,
Yamalı esvaplı yasemin çiçekleri dalgalanmakta.
Solucanı,çıyanı bol olan bu katran karası topraklarda;
Prangaları sökülmüş,yasemin fidanları boy uzatmakta...
Vee ben giderim,
Tozlu raflardaki resimlerimizi yakarak,
Zihnimize kazınmış anılarımızı unutarak,
Vee bir hoşçakal dahi demeksizin sana;
Sessizce çeker ve giderim...
Her şey bitti
Ufak bir kuşun can çekişi gibi
Ağır, sessiz ve masumane bir şekilde bitti..
Sen, bir başka kolda, bir başka mevsimde
Kalpsiz, ruhsuz, namüsait bir halde
Sultanım,seni bu zillete haşr eden insan gürûhlarının,nâmahrem bedenlerini teslim edecekleri o hicran gününü büyük bir ümîd içinde bekliyorum...
Senin şu toz yığınları arasına düşmene sebep olan o ruhsuz,vicdansız kuklaları,Tanrı bir gün elbet ki mahv edecektir...
Sultanım,öyle geceler var ki,ayrılığının elemlerine katlanabilmek için,sinesinde türlü gam ve kederler olan çöl toprakları kadar uçsuz ve bucaksız gözyaşları döküyorum...
Hangi limana demirlendi hayallerim?
Hangi fırtınaya tutuldu umutlarım, bilmiyorum.
Üzerine köpek işemiş bir ağacın gölgesinde mi?
Yoksa, Süleyman tapınağının o haşmetli avlusunda mı?
Hangi denizin meme uçlarından damlıyor hayallerim?
Buhtunnâsır ördü kulesini senin saçlarından
Yedi kata ulaştı, senin yurduna ulaştı.
Her bir kattan birer sen doğurdu,
Hikayen 72 dilde anlatılır oldu.
İnsanlar sırrını öğrendi iki melekten,
B/eni düşünme kadın!
Ben bedeninden bir parça değilim artık;
Savruldum dört bir yana, dağıttım küllerini umutlarımın.
Ellerimde çalakalem yazılmış birkaç şiir,
Gözlerimde kor sıcaklığı huysuzluğumun;
Kalbimde senden kalan mutluluğumun kabirleri gizli...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!