Saffat Suresi Şiiri - Osman Erdoğmuş

Osman Erdoğmuş
561

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Saffat Suresi

SAFFAT SURESİ

37. Suredir. Mekke dönemini, ortalarında nüzul olmuştur. Konusu: ahiret yani hesap günü iyiler ve kötüler
1. Saffat, hareket yeteneği olan tüm varlıklara atfedilir. Genelde melekler anlaşılmıştır. Allah’ın saf ve halis kulları, müminler için kullanmışlardır. Bazı müfessirler ise vahiy demişler.
2. Birinci ayete vahiy dersek, bu ayette vahyin yasak kıldıkları, yapmayın dedikleri. Vahiy, içinde zehir olan köftelere el uzatmamızı emrediyor.
3. Saf: canlılar için, tilavet: kelimeler için. Harfler, ilahi bir mesajı sıra sıra dizilirse müminlerde vahyi almak için saf saf dizilmeleri gerekir. İlahi misyonu üstlenmemiz için sıra sıra dizilmeniz gerek. Saf saf olmanız gerek. Disipline girmeniz gerek.
4. 5. Peygamberler farklı yerlerden doğan güneştir. Farklı dillerden ve yerlerden geldiği için. Karanlık, ışığın yokluğudur. Batıl yoktur aslında, yalana dayanır. Güneşin doğuşunun farklı olmasına dikkat çekiyor ayet.
6. Resimlerdeki yıldızları sayar da, gökyüzünün muhteşemliğini görmez. Rabbimiz alıştığımız mucizelere bir daha dikkatimizi çekiyor.
7. Marid: kontrol dışı her şeytanı. Kehanet yapan kâhine de bir atıf vardır.
8. Yüce kat, Melei Ala. Daha özelde Cebrail (AS) onu dinlemezler.
9. 10. 11. Topraktaki elementlerden yarattık sizi. O elementler toprakta hala duruyor. Hadi onlardan bir şey çıkarsınlar.
12. 13. Uyarırsınız, kar etmez.
14. Bir ayet; Allah’ın bir hitabı ya da mucize. Burada özellikle zaten kendisi mucize olan ilahi vahyi ifade ediyor.
15. Ahirette söz edilen her yerde, akılları almadıkları için hemen sihir diyorlar.
16. 17. Ataları ile yüzleşmekten doğan bir korku.
18. 19. 20. 21. 22. Zalemu: Zulmedenler, bir kimse Allah’ın kendisini koyduğu yerden ederse zulüm olur. Zulüm: bir şeyi yerinden etmektir. Allah insanı bir yere koymuş, ona bir misyon biçmiş. Ama insan Allah’ın kendisini koyduğu yerden ederse bu zulüm olur.
23. 24. Sorumsuz hayat yaşayanlar, sorgulanmaktan kaçarlar.
25. Dünyada birbirinizin yalanı da, sapkınlığını da desteklediniz.
26. Dünyada gönüllü teslim olmayanlar, hesap günü gönülsüzde olsa mecburen teslim olacaklar. Dünyada teslim olsalar Müslüman olacaklardı. Orada teslim olmanın hiçbir getirisi yok.
27. 28. 29. 30. O gün şeytan beni kınamayın, kendinizi kınayın diyecek. Çünkü ben sizi davet ettim, sizde tıpış tıpış geldiniz. Sorgulamadınız. Ben tuzağın içine peynir koymuştum. Siz araştırmadan menfaatinize koştunuz.
31. Hepimiz yaptıklarımızın acısını tadacağız. Onun için Allah insana azap etmez, insan kendi eylemleriyle kendine eder.
32. Sapığı takip edince sapıtacağınızı akletmediniz mi?
33. Yolunuz müşterekse durağınızda müşterektir.
34. Mücrim: suçu tabiat haline getirmek. Bir tek suç sahibini mücrim yapmaz.
35. 36. Bu şiirdir. Bunu söyleyen şairdir. Şairlere şiiri cinler verir. Cinlerle haşir-neşir olanda mecnundur. Cinlenmiştir. Mantıklarını böyle çalıştırıyorlar.
37. 38. 39. 40. 41. 42. 43. 44. Kur’an’da cennetliklerden bahsederken hep yüz yüze bakmaktan, sevgi dolu bakışlardan bahseder. Enseden bakmak aslında arkadan bakmaktır. Çünkü yüzüne bakılacak insanlar olacak.
45. 46. 47. 48. Yanlarında gözü dışarda olmayan tatlı bakışlı eşler olacak. Bunun cinsiyeti verilmiş değil. Gözü hep eşinde olan, iffet timsali, sevgi dolu eşler.
49. Gün görmemiş, ellenmemiş.
50. 51. 52. 53. Medine içinde hukukun uygulandığı yer. Medeniyet demek. Ahiretin inkârının sebebini söylüyor bu ayet. Sorumsuzca bir hayat yaşamak istiyor. Onun içinde yargılanmayı reddediyor. Hesapsız yaşamak istiyor.
54. 55. 56. 57. Cennet Hayatı: aklımızı aşan bir gerçeklikten, aklımızın alacağı kelimelerle söz ediliyor. Bu diyalogdan amaç, kötü arkadaşın ne kadar tehlikeli olduğunu göstermek.
58. 59. İnsanın cennette dahi nasıl sevindiğinin ispatı.
60. İşte muhteşem zafer. Allah’tan bağımsız bir başarı tasarımı yok. Bir Mümin Allah’tan bağımsız bir kariyer planlaması yapamaz. Başarı dediğiniz şeyin içini Allah doldurur.
61. 62. Zehir-zıkkım olsun diyoruz ya. Zakkum da oradan geliyor. Zakkum: hoş olmayan, kötü yiyecek. NÜZÜLEN: ağırlamak, mükemmel ziyafet sofrası demektir. Vahiy de bir gök sofrasıdır. İnsanlığın önüne açılmış bir gök sofrası.
63. 64. 65. Zakkum: her yerde yetişir ama hiçbir hayvan yemez. Kokusu ve çiçeği albenilidir ama yerseniz zehirlenirsiniz. Tıpkı günah gibi, şeytanın aldatması gibi. Günahın geçici zevkleri gibi.
66. 67. 68. 69. 70. Hakikat değerini kıdeminden almaz, değerinden alır. Atalarının doğru yolda yürüyüp yürümedikleri hakikati belirleyici olmaz.
71. 72. 73.Yani uyarılıp da uyarıya uymayan, isyan edenlerin sonu.
74. İnançları üzerine titizlenenler Allah tarafından desteklenirler. Titizlenmeleri yeterli, Allah onların eksikliklerini giderir.
75. 76. 77. 78. 79. Nuh tufanı hemen hemen bütün dinlerde ve efsanelerde var.
80. 81. 82. 83. Surede 9 peygamberin kıssaları anlatılıyor. Bu kıssalar surenin konusunu da oluşturuyor. Bittim Allah’ım denildiği yerde, yettim kulum deniliyor. Hz. İbrahim’den söz edilen her yerde şu soru soruluyor. Bir kişiden ne çıkar. Evet o kişi İbrahim ise ondan bir dünya çıkar. Şia: yandaş taraftar manasına gelir. Burada muhatabına sen de ne tarafta olduğunu seç. Nur tarafında mısın, kir tarafında mısın?
84. Bİ KALBİN SELİM: Sağlıklı, parçalanmamış, rehin edilmemiş bir iç dünya. Virüs bulaşmamış, Allah’tan başkasına satılmamış bir iç dünya.
85. Öz babasının yoluna gitmiyor. Babam yanlış yaparsa ona da uyarı gelir. Burada müşriklere de bir uyarı var. Sizler atalarınızın dinine uyuyorsunuz ama bakın atanız İbrahim babasının dinine uymadı, yolundan gitmedi.
86. 87. Ne dehşet sorular. Sadece münkirlere sorulacak sorular değil. Müminlere de sorulacak. Bu sorular.
88. 89. Ben sizin bu davranışınızdan rahatsızım demek istiyor. Bu deyim bedensel bir rahatsızlıktan ziyade, ruhi bir hastalığa işaret eder.
90. 91. İnsanlar en sevdiği şeyleri putların önüne koyuyor. Çelenler, kurbanlar, yiyecekler. İnsanoğlu eliyle yaptığı puta yüreğiyle tapar. Hz. İbrahim burada ders veriyor ve Kur’an bu dersi ebedileştiriyor.
92. 93. İbrahim puta tapanlara mı vurmalıydı, putlara mı? Onların taş olduğunu biliyordu. Ders veriyordu muhataplarına. Suçluyu hedef alma. Suçu hedef al. İnsana değil, yanlışa kurşun sık.
94. 95. 96. Tarih boyunca küfrün imana saldırısıydı. İbrahim insanı hedef almadı. Onlar kendi gibi düşünmeyenleri en ağır cezaya çarptırmaya çalışıyorlar.
97. Küfrün tabiatı bu, söyletmeyin, vurun. İbrahim onlara sadece gerçeği söyledi, düştükleri komik durumu anlattı. Sadece Hakka davet etti. Günümüzde de İbrahim’in yolundan gidenlere ne mutlu.
98. İnsanın gücü bittiği yerde Allah’ın yardımı başlar.
99. 100. 101. İsmail’de müjdedir, İshak’ta. Hz. İbrahim’in duasının bir müjdesidir. Hz. İshak’tan âlim sıfatı ile bahseder. Hz. İsmail’den halim sıfatı ile.
102. peygamber duası ya vahiydir ya da salih bir ilhamdır. Rüya ile amel edilmez. Rüya bilgi kaynağı olamaz.
103. 104. 105. Bu bir senaryo değil. Hz. İbrahim’de oyuncu değil. Kurban ederken gördü, ötesini görmedin. Rabbimiz ödüllendiriyor. 4200 yıldır gök kubbede çınlayan bir çığlık. Bugün bile bu çığlığın arkasında milyonlarca kadın erkek dökülüyor.
106. 107. Azim bir kurbanlık. Kurbanın Müslümanlara hediyesidir. Milyarların kutladığı Kurban Bayramı İbrahim’in sevincini paylaşmasıdır. Her kurban İbrahim’in çağa taşınabilmesidir.
108. Namazlarımızın son oturuşlarında, tahiyyatlarda, Kurban ve Hac ibadetimizin menasiklerinde hep onun adını yad ederiz.
109. Allah’ı memnun edecek bir hayat yaşarsanız, onların izinden giderseniz size de selam olsun.
110. 111. Yani Allah’a güvenen, güvendiği içinde Allah’ın kendisine güvendiği kimse. Güvendiği için de varlığını Allah’a adıyor. Çünkü ona fazlasıyla geri vereceğini biliyor.
112. 113. 114. 115. 116. 117. 118. 119. 120. 121. 122. 123. İlyas M.Ö 9. Yüzyılda yaşamış bir peygamber. Hz. Harun’un neslinden gelir. Her peygamber bizim peygamberimizdir. Onun için bizim bir sorunumuz yok.
124. 125. Kral bir vatandaşın arazisini gasp eder. Vatandaş İlyas Peygambere olayı anlatır. İlyas Peygamber Krala çıkar ve vatandaşın arazisini geri ver yoksa günahkarlardan olursun der. Kral buna kızıp Finikelilerin tapmış olduğu BAL’e tapar. Her yere bu putu yaptırır.
126. 127. 128. 129. 130. 131. 132. 133. Burada vurgu yine Allah’ın yardımına yapılıyor.
134. 135. Hz. Lut’un eşi. Akrabalık ve hısımlık iman etmedikçe kar etmiyor. Peygamber eşi de olsa, onun yolunda gitmiyorsa ona bir değer sağlamaz.
136. 137. 138. Bu belanın indiği şehir Mekke ile Medine arasında Sodom ve Gomora. Lut gölü civarında. Lut gölünde de hiçbir canlı yaşamaz.
139. Ninova’ya gönderilmiştir.
140. Efendisinden kaçan köle gibi. Allah’tan mı kaçacaksın diyor. “Eynel mefer” Nereye kaçacaksın? “Fefirru ilellah” Allah’a kaçınız. Ayrıca diyor ki; siz hiç bahçeye küsen bahçıvan gördünüz mü? Mühendis demire, çimentoya küser mi? Marangoz ağaca, rendeye küser mi? Davetçi hele hele bir peygamber ise insana küser mi?
141. 142. Lailahe illa ente sübhaneke inni küntü minezzalimin.
143. 144. 145. 146. 147. 148. Bu sure nübüvvetin 7, yılında indi. Mekke döneminin en zor günleri. Bir yudum suya hasret yaşanan günler. Hz. Yunus iki defa gönderilen tek nebi.
149. Mekkelilere sor diyor Rabbimiz. Allah’a kendi kafalarına göre bir pay veriyorlar, ama suçüstü yakalanıyorlar. Kendilerine ayırdıkları ile Allah’a ayırdıkları farklı.
150. 151. 152. Allah’ı tanımlamaya kalkıyorlar. Kulun haddini bilmezliğinin zirvesi bu. Elbette yalan söylüyorlar.
153. 154. Suçüstü yakalandılar. Kız çocuğu müjdelendiğinde çünkü Kur’an müjde diyor (Nahl. 58) yüzü simsiyah kesilir. Fakat kendi hoşuna gitmeyeni Allah’a verir.
155. 156. 157. 158. Cinler, Melekler ve Allah arasında bir bağ kuruyorlar. Hiç biri görünmüyor. Müşrikçe bir yaklaşım.
159. 160. 161. 162. 163. Ancak göz göre göre ateşe koşan kimileri ayartabilirsiniz. Zaten onlar ateşe koşuyor, siz hızlandırmışsınızdır.
164. Samimi kullar der ki; içini de Allah tarafından kendisine bir yer tayin edilmemiş hiç kimse yoktur. Ey insan; senin de bir yerin var, diyor. Bir ağaç yerini terk ederse odun olur. Yerindeyse ağaçtır. Senin yerin Allah’ın koyduğu yerdir. İnsan ol, kalas olma.
165. 166. Eşyanın teşbihi konulduğu yerde durmasıdır. Onu yerinden etmek zulümdür. Orada tutmak hikmettir.
167. 168. 169. Eğer atalarımızdan bize gelen bir uyarı olsaydı, biz de iman edenlerden olurduk diyorlar. Tabi ki doğru söylemiyorlar. İşte cevabı.
170. Fakat vahiy gelince onu inkâr ettiler.
171. Has kullarımız olan elçilerimize geçmişte verilmiş bir sözümüz vardı.
172. Bu aynı zamanda onların yolunda giden herkesi de içerir. İlahi yasa halen geçerli. Nuh suyun, İbrahim ateşin, Lut karanın, Musa ve Harun denizin, Yunus hayvan ve bitkinin yardımını gördü. Şuursuz kardeşleriniz eğer başınız sıkışırsa şuurlu mümin kardeşlerinin yardımına koşuyor.
173. Ordu Allah’ın içine koyduğu güç.
174. En zor dönemden çeyrek asır sonra süper güçleri dize getiren küresel bir güce dönüştü. İşte imanın gücü.
175. 176. 177. 178. 179. 180. 181. 182. Bizde tüm nebilere, hassaten bize bu vahiyi getiren âlemlere rahmet Hz. Muhammed’e selam ediyoruz. Ve bize vahiy ile tenezzül buyuran Allah’a hamd ediyoruz.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 23.8.2017 00:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Erdoğmuş