1
Yataktayım
Pencereden loş bir
Işık süzülmede
Tedirgin
Mehtabı seyrediyorum
Derken
Radyoyu karıştırıyorum
Şöyle bir
Uyuyamayacağım
Şu an yazmak
yazmak istiyorum
Dayanılmaz bir arzu
Gün ışıyıncaya
yoruluncaya değin yazmak
öyle özlemişim ki
(bilmem kaç gece
uykusuz
seyre daldımdı, yıldızları
aynı duygulanımla
kendi evrelerimde
evrelerini ayın
pencere önü yatağında
-yine bir yaz kampının)
Sanıyorum dört aydır
bir hastanedeyim
Düzeltiyorum
Hapishanede
Birde mumaram vardı
-415'e 4 yada 415'de 4-
İsmim
ismim yoktu
Kuşlarım vardı benim
Her sabah
yada her akşam
-ki yasak olsa da-
Ekmek doğrardım
Ellerimle kuşlarıma
Üşüşürlerdi
Belki 15, 20 güvercin
Her,her gün pencereme
-Kanatlarında taze hava
kanatlarında özgürlük
kanatlarında kırık bir umut-
2
Ve sonra
dayanılmaz bir yalnızlığım vardı benim
Arkadaşlarımda vardı ama
Dostlarım yoktu
Bir şarkı mırıldanmaktaydım
Kendimce
adam sende dercesine
ama her gün -dışında yer aldığım-
İçinde, kalabalık mı?
kalabalık bir yalnızlık
İçinde, tarif olunmaz bir kaçış
içinde, ne kadar dayanabileceğimin kaygısı -ezilmişlik-
İçinde, yansısı duvarına
Yatağımın
-bir metre kare farklılığı-
Göz yaşlarımla uçuşan umutlarımın
Dergiden kırptığım
vancılıs, isimsiz birde
ve de bir kaç dize, iğreti
duvara iliştirilmiş
öylesine -bitsin diyorum
Bitsin artık bu işkence
-bitmiyor
ve çocukluğumun yansısı
hüzünlü bir keman vızıltısı
defalarca dinlediğim
tüm kıvrımlarında, beynimin
aynı bitimsiz hüzün-
Resmin, resmini fotolaştıran
Çektiriyorum
bir anı fotoğrafı daha
Albümde unutmak için
-oysa beynime kazıyorum
bu yapışkan.......... kareyi de-
Umarsızlığıyla acıları tazeleştirmenin
dünü bu güne;
bu günü yarına adfedmede
..................
.....................
tek yalnız bırakmayan
çırpışların devinimleşişi
Vokmende Bob Dlın
3
Kitaplarım vardı
Sevgi
Dostluk
umut kokan
İmgelemle gerçeklik arasında
Gelgitteydim
Sonra şiirlerim
Dışarıdaki yaşam kadar akıcı
İçerilere sımayan
-En az yüreğim kadar asi, hoyrat-
Tuvalette tek kitap okuyan bendim
ve parafinde
ve germede
-acıdan kıvranıyorken
kendi deyiminle sürünüyorken-
tüm kitaplar birer uyuşturucuydu
ne bok yiyeceğimi
bilemediğim zamanlarımda
'Stephen Hawkking' yanımdaydı hep
yatakta, bahçede
Nasıl bilmiyorum ama
Bir şekilde
'Yüreğimim götürdüğü yere
Git'meliydim
'Dünyanın Ruhu’nu keşfe.......
neden olmasındı'...........'yle
-Bütün çırpınmam, duyargalarımı, o kahrolası ortamdan az da olsa azat edebilmek içindi, belkide. Ne mutluluk vericiydi
o, kardeşlerimle hafta sonu firarları: Dosta ilk gidişim; o kitap evi benim, bu müzik evi senin: Stant açmış öğrenciler. Sonra pet sentır mahkumlarını ziyaret: Adını ilk şiirlerden duyduğum, hiçte bir tekerlekli sandalye uygun olmayan, karanfil pasajını keşfetmek, Sakarya’da dolaşmak, insanlarına karışmak. Aba’da bir şeyler atıştırmak: Özgür'ün takıldığı çay ocağına uğramak; satranç oynayıp, yeni yüzlerle sohbet etmek. Kardeşimin grup arkadaşlarıyla tanışmam. Ardından akşam üzeri barda................. gitarist özgür'ü alkışlamak. On birde eve dönmek -tabi otobüsle-.... Bire bir yaşadığını düşünmek. ha bu ara da, bir şairin beni bir kaç dize ve bir gülle onurlandırışı...
4
İlkler ilkler
Hayatın benim dışımda akıp gidişi yani
Bir kalp sızısı
geberesiye bir hüzün
Yani gerektiği gibi yaşayamayan
-Hayata yabancı-
çoğunlukta yer almak
Üç yıl önceydi
İlk tiyatroya gidişim
opera baleye de öyle, eşkıya
Gördüğüm ilk film
-Görmek istediğim,daha o kadar çok oyun: Kendi ellerimle almak istediğim kitap var ki-(Yetmiyor dergilerden takip.) Bir yarım gün daha
Dolu dolu yaşanmış
yaşanacak
çok mu?
5
Ziyaretçilerim olmadı hiç
Ailemden başka
ki istemiyordum da
Aradığım olmuyor değildi
hani!
Polyanacılıktan hep
hep nefret etmişimdir
-Ki ziyaretçilere hesap vermiyordum ya
işime gelirdi pekala
Yinede bırakmıyordum
Polyanacılığıda elden
........ olsada, arada sırada
Kim bilir
Diyordum kendime
Olsaydım eğer
Onlar gibi bende
Kaybolacaktım hayatın akışında
Kendimce
Hem yeni bir şey değildiki
-Yine bir rahabilitasyonda tedavi alıyordum,o kadar. Tıpkı
benim gibi, ailem gibi bıkmışlardı pek tabi diğerleride -Unutulmuşluk
Hiçte hoş değil
Katlanılabilir değil
-yinede
Katlanıyordum
Kırıkta olsa
Umutlarım var benim
filizlenmesi gereken
'Arkadaşlık ağaca benzer kurudu mu, yeşermez bir daha' der koca çınar
Umutta öyle
Umudum
Kırık bir fanusta
Karantinada
6
Odamda on kişi daha vardı
-ki annem ve ben hariç-
yalnızlığımı daha bir körükleyen
..... doktorlar
........psikoterapistler
........... fizyoterapistler....
.............. alışamadım bu alışılası
Peryodik, soğuk yaz kamplarına
Dolaysıyla, o her sabahki
'nasılsın iyi misin? '
'iyiyim' furyası
Bir bumerank
usumdan kazımak
fırlatıp atabilmek
alabildiğince uzağa
mümkünü olmayan
7
Dilimde ezbere bildiğim
Umutsuz umutluğa dair
sonsuzluğa askıda
bir kaç şiir, son günlerimde
ve birde
Küfretme arzusu
ağız dolusu
(Bilmek isterdim
Dr. Seyfi Bey, usundan geçti mi?
bir kaç mesafeli diyalok
taburculuğumdan önceki
Felsefesi günlük yaşantının
'Nasıl sıkılıyor musuna? '
'Seyfi Bey,itiraf etmeliyimki
bir doktordan 'sıkılıyor musunu? Duymak
ilginç, bir o kadarda güzel'di.....
Karşılığıydı
Yüzündeki o ifade, gülümseyiş
Düşünmüş olmasan ne çıkar? Demiyorum
O'nu s.......... dinlemek
Güzel olan buysa
'Bir fırsat kaçırdın' diyebilmek')
8
Yalın gün
Yabansı
Alışamadım hala
Taburculuğumun üçüncü günü
bu gün
yalnızlık hala bumerank
benim için
Gözü kapalı bir mücadeleye
kör döğüşüne bırakmış çoktan
umut yerini;
Umarsızlığa değilsede
Şimdi, adlandıramamalar tumturaklı
Alabildiğine
İçimde, tumturaklı bir anlaşılmazlık
Şeylerin eksikliği
İçimde
ürperti yalnızca, belirsizlik
hepsi bu
Hepsi bu mu?
9
Yürümek yada yürümemek
Bir çemberse eğer, etrafımda
Neden olmasındı
minicik kaçamaklar
Yörüngenin dışına
Yakalayabilmeliyim
Hayatın o renkliliğindeki ahengi
Tatmalı biraz
10
Kaçmak
Yağmurda sırıl_sıklam
Islanmak mesela,
iliklerine denk
-ziyaretçilerimin yanıma alınmamasındaki
haklı firarımız kendimce- Arşınlamak pervasız
Eski Ankara evlerinin, daracık pasajlarını
sokaklarında kaybolmak
Hacettepe durağına sığınmak
-Şimdi burada yitirdiğimiz anıyı aramaktayızda
yıllar öncesinden dördümüzde........
...................................
Caddede sel, yokuş aşağı
Bizse yokuş yukarı,
inadına!
,Şimdi bir sağnak patlaması zamanda
şeye dair ne varsa
kırık bir şemşiye
çamurlu yollar
tekerlekli sandelye
Yine o eskimeyen- sözde espirimiz-
-Duysalar yanlış anlarlar mı?
-anlarlar abi
-Kötü yola düştük
-Suç, bizde mi?
-Şose köstebek yolu
-Kaldırımlar bir karış yetmiyor,
bir ağaç, adım başı, direk
-çağ atladıkya, uyuma!
Bir yaz yağmuru
sırıl_sıklam,
sayısal loto oynayışımız(çıkmayacak ama olsun)
Sıradan mı? Belkide!
Aykırı olan ne varsa...
Kaçamak
Anı kovalamak, anda
Farklı renklerde değişik armonilerin tansıklığı
Günceyi keşfetmek, yeniden
Müraacattaki 'sayın baya' takılışım
Ablamın yatıştırıcılığı
Bir sonraki firarda
rüşfete kurban verişim
bir kaç karanfili
ilk rahat geçişimiz
11
Ve ilkler ilkler
kaçamak bir tebesüm
küçüçük
büyümesi gereken
bir kaç cüretkar
fırça darbesi belki, gizemli
Anlaşılma kaygısı gütmeyen
mos_mor
kıp_kırmızı
sim_siyah
Dahası fizit, öylesine
Sevemediğim renkler, derinliğine
12
Devam etmeli yazmaya
Ne bileyim edebiyat, psikoloji
felsefe yada farketmez
Üniversiteli olmalıyım
yani sosyal
yani özerk yaşantım
yani kendim olmalı
Kısaca bende varım
Sevgimle
Düşlerimle
Düşüncelerimle
Bütün benliğimle
Varımda düşünmekteyim; düşlemimde
Umutsuzluklarım
sizin de umutsuzluklarınız
Kucaklayın kendiniz-i-de
Umutlarım
umutlarınız............
......................
....................
13
Yazmak istiyorum, dedim ya
ki öylede yapıyorum
Sevgiyi, dostluğu, aşkı
Dahası güzel olan ne varsa
yaşanmışlığa dair
Yazmaya değer; daha çok
yaşamak istiyorum
(çok mu?) diyebilmeliyim
benim de, tutunduğum tutkularım,
benim de, yaşamla koyun_koyuna sevgilerim,
benim de, günü hissedebildiğim dostluklarım vardı Düne karşıt
ki yalnızlıklarımın yanı sıra
Neden olmasın dı?
Neden olmasın dı?
Güzel günlerim
Bu günde geçti,
Yarın farklı olmayacak dünden
demediğim, iç geçirmediğim
ki şaşırmadan
Akıcılığı karşısında anın
bırakabilmek benimi
Neden olmasın?
14
Oyuna devam
Kendimi koyuyorum ortaya
düne, bu güne, yarına
ve geçmişe
vegeleceğe
ve şimdiye
Koyuyorum postu
çekiyorum resti
Ve perde
Sonun başlangıcı
Ve işte belleksizim sonsuza
Yapıntım, bitimsiz arayışlara
Kimbilir belki,
evet belki başka oyunlara
gönenmeli sayrıl çırpınışlardaki yalnız
haykırışlardaki yanıt hummalı
tutsaktaki çığlık
ve belki.......... oyunlara
(ölüm hummalı yanıt)
“Yataktayım
Pencereden loş bir ışık süzülmede
Tedirgin'' diye başlayan,
tüm oyunlar; şafakla
Şafakla merhaba! ! !
kasım, aralık 1997
Nurten AktaşKayıt Tarihi : 11.11.2007 15:44:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
biyografik temasi olan bir şiirim! bu şiir değildi biliyorum, ama yazıya ve hayata verdiğim aranın geri dönüş kararıydı. bu yüzden benim için anlamlıydı sağolun... yatmak nedir bilenlere: BOS DUVAR Bu yaziyi okumaniz sadece 30 saniyenizi alacak, ve sonunda hayata ve iliskilere bakis aciniz degisecek.! ! ! ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasindaydilar. Adamlardan birinin her ogleden sonra 1 saatligine oturmasina izin veriliyordu, cigerlerindeki suyun suzulmesi icin. Bu hastanin yatagi odadaki tek pencerenin tam yanindaydi. Diger hasta ise hep sirtustu yatmak zorundaydi. Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konusur, eslerini, ailelerini, evlerini, islerini, askerlik anilarini, tatilde gittikleri yerleri anlatirlardi birbirlerine. Pencerenin yanindaki hasta, her ogleden sonra oturmasina izin verdikleri saati diger hastaya pencereden gorebildiklerini anlatarak geciriyordu. diger hasta hep bir sonraki gunu iple cekmeye basladi, disaridaki renkli ve hareketli dunyayi dinlemek icin. Pencere, icinde cok guzel bir gol olan parka bakiyordu. Ordekler ve kugular golde yuzerken cocuklar model bot'larini suda yuzduruyorlardi. Genc asiklar, gokkusaginin tum renklerindeki ciceklerin arasinda kol kola dolasiyorlardi. Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan sehrin silueti gorunebiliyordu. Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla anlatirken, odanin diger ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu muhtesem manzarayi hayalinde canlandirirdi. Sicak bir ogleden sonra, pencerenin yanindaki adam gecmekte olan bir senlik alayini tarif etti. Diger adam bando seslerini duyamasa bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere kenarindaki adamin tasviriyle. Gunler ve haftalar gecti. Bir sabah banyo yaptirmak icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan hastanin cansiz bedeniniyle karsilasti: uykusunda, huzur icinde olmustu. Huzunlendi, hastane gorevlilerini cesedi disari tasimalari icin cagirdi. Uygun zaman gectigine kanaat getirir getirmez, diger hasta pencerenin Kenarindaki yataga tasinmasinin mumkun olup olamayacagini sordu. Hemsire Memnuniyetle istegini yerine getirdi, hastanin rahat oldugundan emin Olduktan sonra onu yalniz birakti. Yavasca, duydugu aciya aldirmadan, bir dirsegine yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere yatagindan dogruldu adam. Sonunda, disariyi kendi gozleriyle gorme zevkini yasayabilecekti. Pencereden disari bakabilmek icin yavasca donmeye zorladi kendisini. Pencere, bos bir duvara bakiyordu. Adam hemsireye, vefat eden oda arkadasinin pencerenin disinda gorunen Harika seylerden bahsetmesine sebep olan seyin ne olabilecegini sordu. Hemsirenin cevabi, olen adamin kor oldugu ve pencerenin onundeki duvari gormedigiydi. 'Sanirim seni cesaretlendirmek istedi' dedi. Epilog: Diger insanlari mutlu etmek cok buyuk mutluluk getirir, Kendi durumunuz ne olursa olsun. Paylasilan dertler yarisi kadar uzuntu verir, paylasilan mutluluklar ise İki kati artar. Kendinizi zengin hissetmek istiyorsaniz, sahip oldugunuz ve paranin satin alamayacagi her seyi paylasin. Bu gun bize bir hediyedir. Bu yazinin kaynagi bilinmiyor,
![Nurten Aktaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/11/11/safakla-2.jpg)
teşekkür ederim bu güzel dizeleri okuma fırsatını verdiğiniz için.
KEYİFLE, HÜZÜNLE OKUDUM; YAŞADIM, PAYLAŞTIM....YÜREĞİNİZE SAĞLIK EFENDİM.
KALEMİNİZ DAİM OLSUN;
PAYLAŞIMINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER
SEVGİ VE
E
L
A
M
L
A
R
TÜM YORUMLAR (17)