namertlerin meydanıydı sivas
35 gülümü yakmak için
binlerce kan emici ordaydı
güllerimin neydi suçu
türkü söylemek mi,şiir yazmak mı
kiminin sazı,kiminin kalemiydi kılıcı
zalimler gibi kanla beslenmiyorlardı ama
o koca yürek hepsindeydi
sivas ise yine bir utanç günündeydi
tarih tekerrür ediyordu
Pir Sultanımdan,Denizimden,Yusufumdan sonra
sıra 35 gülümdeydi
hiçbir şeyin,hiç kimsenin temizleyemeyeceği bir lekeydi bu
nasıl temizlesinler,hasretim çalamayacaktı artık sazını
behçet artık şiir yazamayacaktı
kara sayfalarda
2 temmuz olarak yerini alacaktı bu gün
2 temmuzdu bu utanç günü
caniler her yerden çıkmaya başladılar
tekbirler ağızlarda
hani nerede polis,nerede asker,jandarma
nasıl oraya gelmişlerdi
nasıl oteli ateşe vermişlerdi
madımak yanıyordu
ve söndürme değilde körükleme çalışması yapılıyordu
o gün orada otelin dışında bir tane İNSAN yoktu
yanan insanların kokularıyla kendilerinden geçiyorlardı
ama hasretimdi içerde yanan
ufacık çocuktu kimisi daha
yürek dayanır mıydı buna
oysa hasretim yanıyordu içeride
oysa o acıyı bal eylemişti
bir daha çalınmayacaktı o saz öyle
oysa mollaların bilmediği birşey vardı
beden ölürdüde,ruh yaşardı
bilmiyordu mollalar
susturduklarını sandıkları türküleri
milyonlar söyleyecekti
bilmiyordu caniler türkülerin susmayacağını
türküler susmaz sivas
bütün evren semah döner
Pir Sultanlar ölmez
Kayıt Tarihi : 24.1.2010 04:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!