Saf, Katkısız Sedeyağ-anı

Nilufer Ucuk
236

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Saf, Katkısız Sedeyağ-anı

Benim çocukluğumda;
Köyümüz de keçi yoğurdu bol olurdu, yaz aylarında.Cünkü en çok davarlarımız vardı.Bayılırdım yoğurda,birde deri yayıkta yayılmış ayrana....
Sabahın ayazında; Helke helke yoğurtlar, sulandırılır,pınardan teze gelmiş soğuk su ile.Sonrada alt ucu yuvarlaklaştırılmış sopa ile başlarsın vurmaya (yaymaya) ...Gümbürder yoğurt, bir sure sonra olur ayran.Yaydıkca yüzünde yağlar birikir.alirsin çomça ile.Yaydıkça çıkar sedeyağı.Bir süre sonra bakarsın çıkmaz olur artık yag.Işte bırakırsın ondan sonra yayma işini.

Yağ çıkarma olayı bitince, alırdım ebemden yayığı, başlardım ben gümbürdetmeye...
Yaydıkça çıkan sesede bayılırdım hani...Köpürdükçe ayran, toplar köpüğü çomça ile hüpürdetirdim...

Bakardım ebem yağı yapmış...koymuş bakırdan kemerli büyük tasa...
Bana da ayırırdı, hani gıymatlısıyım ya.Saçta yapılmış yufka ekmeğin içine sürerdim.çomaç yapar, afiyetle yerdim.Bayagi semiz bir cocuktum.Ama kilolu degildim.Yanaklarım elma gibi kırmızı, küçükcük bir avşar kızı...

Eğer doymamışsam; Helkeleri koluna takip ebem, pınara su almaya gidince, bende hemen koşardım kemerli tasa...Gizliden bir daha çomaç yapar, onu da indirirdim afiyetle mideye...

Hani istesem, vermez miydi? Kalabalık bir aile idik, ikincisi yoktu...Benden başka çocuk çoktu...

Tabii ki ebem yemek yaparken farkederdi yağın azaldığını...Yemeklerde sadece tezeyağ kullanırdı.Bilmezdi sıvı olan pamuk,mısır vs yağını.Bildiği bir sedeyağ birde zeytin yağıydı...

Para nerde o zaman...Her şey değiş tokuşla çerçi'den alınırdı.Bilmem kaç yumurtaya, bir metre fistanlık basmayı...Yada bir kürdüklük (bulüz için kumaş) ...Yada bir çuval buydaya başka ihtiyaçlar, vs....

Bilirdi, el değmiş mi değmemiş mi sedeyağına.çünkü bel (iz) yapardı kendince...
Görünce; eksilmiş sedeyağ, bağırırdı;

-Teresin dölleri! kim elleşti sedeyağa? Diye.

Ben pısardım (saklanmak) bir çalının ardına.Zavalli benden 6 yaş büyük emmim, yerdi paparayı.çünkü oydu evin gediklisi.Ben de gizli pisi pisisi...

Yeminler ederdi zavallı emmim;

-Ben yapmadım ana! Valla billa ben yapmadım! Torunlarına sor bir de. Derdi.

Kim inanır ki gedikliye...
Kim toz kondurur ki gıymatlıya... O mavi mi, yeşil mi tam rengi belli olmayan,o kapkara kiprikleri ok gibi yüregimi delerken, gözlerinin ucuyla bakar bana;

-Sen mi yaptın? Der gibi.

Bense, masum masum sokulurdum koynuna.Evin pisi pisisi ben olduğuma göre...Bilse de ses etmezdi ırahmatlık.Sacımı, yanağımı o nasırlı, öpülesi elleri ile okşar, birde makas alır elma yanaklardan;

-Sen yapmadın değil mi yavrum? Derdi.
Gülümserdim bıyık altından, utanarak, boynumu bükerek...Bakardı ki ses etmiyom.

-Seni teresin dölü! Der, kızılcık sopasını çekerdi, şakacıktan...

Beni tutana aşk olsun.
Kaçardım oracıktan...

Arkama bakardım gelen yok.Benimde keyfime diyecek yok...
Başlardım oynamaya, hoplamaya zıplamaya, taşların üstünde...Tıpkı oğlaklar gibi...Karnı tok, neşe dolu...

Akşam olunca alırdım ögüdümü..Başlardı, Anadolu kadını Ebem Zeynep, anlatmaya tane tane yanlışımı...

Ne güzeldi o günler...Sorumsuzca gezilen, yenilen, içilen...Her şeyin bir tadı tuzu vardı.Her şey organik.Simdi ne yiyebiliyor nede tat alabiliyoruz.her şey hormonlu...

O saf, katkısız sedeyağ gibi yetiştirdiler bizi....Simdi uyum sağlayamıyoruz, yalanlarla, talanlarla dolu dünyaya...
Rahmetle, sevgiyle vede şükranla anıyorum yetiştirenleri...

Ruhu şad, mekanı cennet olsun Anadolu kadını Ebem Zeyneb in.

Saygı ve dua ile kalın gönül dostları.

Nilufer Ucuk
Kayıt Tarihi : 16.2.2010 08:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


çocukluğumdan bir anı......

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İbrahim Çelikli
    İbrahim Çelikli

    ne güzel insanlardı onlar
    en kıymetli şey bekmez. sandıkda o da

    ama sedeyağlı çomaç
    hemi de en tezesinde..
    tandır ekmeğine...

    yanında yayığa sıcak su koyarlar emme
    buuuuzz giibi ayran..

    ya tarlalarda kese yoğurdu özenipdaa
    sovanın yanında
    daşşaklı gısmı..

    bir de köye dönüşte burcu burcu ot kokuları araında
    güneşten korunmak için siperlik
    hepsini bilmediğimiz bir türkü dutdururduk ki..

    eşşeg bilirdi yolu..
    ya çeşmeden su dolacak
    ya
    hayvanlar sulanacak

    ya da köyün yolu tutulacak

    sevdiğimi görme sevdasındayımm

    Kel Haçça'mmm
    nerdesin..

    Cevap Yaz
  • Ferat Ertürk
    Ferat Ertürk

    Bakardım ebem yağı yapmış...koymuş bakırdan kemerli büyük tasa...
    Bana da ayırırdı, hani gıymatlısıyım ya.Saçta yapılmış yufka ekmeğin içine sürerdim.çomaç yapar, afiyetle yerdim.Bayagi semiz bir cocuktum.Ama kilolu degildim.Yanaklarım elma gibi kırmızı, küçükcük bir avşar kızı...
    Merhaba dost,
    Bu hikayeni okuyunca köyü özlettin bana, ama köyler eski köyler degil artik.
    Ekmek kavgasina millet kendini sehir yerine atiyor.
    Efendim tebriklerimle...
    Köylü olanlar bu hikayeden cok anilarini tazeleyeceklerdir.
    Baska bir hikayede bulusmak üzre...
    Hambug'dan selamlarimla.
    KÖKELI OZAN

    Cevap Yaz
  • Eyüp Şahan
    Eyüp Şahan


    K...U...T...L..U...Y...O...R..U..M
    U..U........................................
    T.......T...................................
    L............L..............................
    U.................U.........................
    Y.....................Y.....................
    O.........................O.................
    R.............................R.............
    U..................................U........
    M......................................M... Eyüp Şahan




    Cevap Yaz
  • Aydın Suyak
    Aydın Suyak

    Sa: Kıymetli anılarınız paylaştığınız için teşekkür,
    ederim gardaş, Zeynep Ebenıze Mevladan gani,
    Rahmet, sizlere,sağlıklı mutlu yaşam dilerim
    ALLÂH 'u tâla razı olsun..

    Cevap Yaz
  • Aydın Suyak
    Aydın Suyak

    Sa: Kıymetli anılarınız paylaştığınız için teşekkür,
    ederim gardaş, Zeynep Ebenıze Mevladan gani,
    Rahmet, sizlere,sağlıklı mutlu yaşam dilerim
    ALLÂH 'u tâla razı olsun..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Nilufer Ucuk