Gece gözlerini kapayınca hüzünler başlıyor
ben gözlerimi kapayınca zifiri karanlıklar
uğultular yağar göklerden, alev-ateş ırmaklar
içini çeker bir çocuk, bir şarkı çıldırır dudaklarda
kapanıp içime yarama taş basarım
kötülük etseler bile pusarım
el bağlayıp susarım
Üzülürüm bir zalimin bile boynu bükükse
kırıksa kanadı bir kuşun
benimde kırılır kanadım kolum
acılara sapar yolum
Bükse boynunu bir çocuk
yüreği tekmelense bir anne’nin
bir kızın hayalleri yıkılsa
dayanamam
oturup beraber ağlarım
dedim ya safım
herkesin acısına yanarım
Hayatın bu kirli sahnesinde
hep aldanarak,
aldatılarak,
acı çekerek öğrendim
zamanın ve insanın kirli yanını
aşkın ve acının iksirini içmiş bir derviş gibi
yalanların, çilelerin,
ihanetlerin içinde buldum kendimi hep
dedim ya safım
en zayıf tarafım
bana kötülük edeni bile bağışlarım
Her ayrılığın terkisinde bir aşk taşıdım hayata
her aşkın terkisinde bin özlem yaşadım
düşlerimi denedim ırmaklarla, gözlerimi bağışladım
avare bir hüznü sarıp yaralarıma
unutulmuş istasyonlarda bir başıma kaldım
ağlarım
Dedim ya safım
kin kokan bir dünyada hüzünlenirim
kızarır yüzüm,
utanırım kendi payıma, yalan söylese biri.
doğrulara akar pınarım
bukelamun gibi rengim yok
kendim gibiyim yani
bu yüzden her şeye kanarım
aşka el bağlayıp ağlarım
Nerede bir kötülük görsem
can çekişir dudağımda kelebek ölüleri.
söner yıldızları gözlerimin kör olurum
nerede bir kötülük görsem...
Gücüm yetmez karşılamayı yalanları
ikiyüzlü aşklar yaşamayı
sorma nerde kaldı hayallerim
kim açtı bu çukurları yüreğimde
hangi iklimin kederinde kayboldum
yüreğim bir yerde şimdi, ben başka yerde
bir uçurumun kenarına tutunmuş kalmışım.
özlemlerimden uzakta
Hayatın çıkmazlarında
yaramı sardıkça yaralandım
ağlamayı öğrendim ardından
sisler ve sanrılar kaldı elimde
acılar ve ihanetler
dönüp bakamam geriye
anla
Dedim ya safım
yalan doğru her söze inanırım
bu yüzden aldatır bir çocuk bile beni
herkesi kendim gibi sanırım
hep aldanırım
hep aldatılırım belki
ama aldatmadım hiç kimseyi
kendim gibiyim
saflığım yüzümden okunur
bu acıyan köylü kalbimle
gönlümün derinliklerinde hep güzellikler beslerim
hep kendime küserim
hep kendimi üzerim
yine de şiiri, kitabı ve insanı karşılıksız severim
Ben Kazım oğlu Nuri Can
kendi yüreğinin içine saklanıp
hüzünlü yüzü, aykırı sakalıyla
kendi hülyasında yaşayan
sevgilerin çarmıha çekildiği bir dünyada
herkesi seven herkesi bağışlayan
Ben Kazim oğlu Nuri Can
kederini unutup
başkasının acısına yanan
çocuklarla çocukça ağlayan, neşelerine gülen
bir ekmeğini bin kişiyle bölen
ömrünce çalışmış ama bir şeyi olmamış
Ben Kazim oğlu Nuri Can
halince şiirler yazan,
resimler çizen
kiminin gözünde dahi
kiminin gözünde enayi
ben Kazim oğlu Nuri Can
enayiliğine doymayan
bir çocuğun iç çekişine boğazı düğümlenen
dayanamayıp gözyaşlarına
oturup beraber ağlayan
Ankara terminalinde
yaşlı ve hasta bir kadına yol parası diye
otel ve ilaç parasını verip
parkta sabahlayan
mide sancısından kıvranan sabahlara kadar
polis otosuyla götürülüp hırsız diye karakolda dövülen
ben Kazim oğlu Nuri Can
herkesin akıllı olduğu bir dünyada
saf adamın biri
enayiliğine doymayan
Ben Kazim oğlu Nuri Can
yorgun, yalnız ve yaralı
sırtında bin zıpkın yarası
gözlerinde bin keder
kardeşlerinden bile kazık yiyen
atın beni bir çukura gitsin
dedim ya ben iflah olmam
ben adam olmam dostum
Bu bir enayinin öyküsü
yazılmasada olur
okunmasa da
Ben Kazim oğlu Nuri Can
Nuri Can
www.nurican.com
Kayıt Tarihi : 13.1.2008 20:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nuri Can](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/01/13/saf-adamin-siiri.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!