SADIK DERDİM
O nasıl edaydı yine, nasıl bir endamdı
Seni de binbir alev renkli gurup mu yaktı?
Dönmez artık beklenen, aşan günde kaldı saklı
Kıyısında sızdığın yer artık avare bir gönül tahtı.
***
Boşuna bekleme, avunma vaktinin tam saati şimdi.
Mahzenindeki vahşi bulutları çağır,
Beklesinler kapında.
Geçmez bu mağrur gece yoksa,
Yakmaz isen kalemini,
Bu boş evren ne seni tanır sonra,
Ne de yırtıp attığın hikâyeni.
***
Sabrımın en ucundaki umut ağacının çiçekleri,
Kötü hatıralar, bildiğin kötü hatıralar,
Arı kovanı yani,
Cephem karışık,
Bak yine aklımı,
Koynun kokulu bu akşamüstü çeldi,
Lâkin yokuşun taa başında,
Madam Despina’nın yeri.
***
Çağırsam seni,
Laciverdin binlerce tonundan
Çıkıp gelen huysuz martının sesini,
Yine ezbere bilir misin?
Yine göz bebeklerinden yayılan
Çıplak besteler gibi misin?
Harabeden bin beter görsen bile beni,
Gözlerime baka baka yine,
Dürüst yalanlar söyler misin?
***
Eyy İstanbul!..
Meçhule fütursuzca giden ben miyim?
Yoksa sen benim hâlâ,
En sadık derdim misin?
Nihat YÜKSEL
Nihat YükselKayıt Tarihi : 20.2.2019 17:03:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nihat Yüksel](https://www.antoloji.com/i/siir/2019/02/20/sadik-derdim-istanbul.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)