Acının, derdin, kederin,
En içli halidir seni böyle bulmak,
Öyle ki; elli metre kazıp kara toprağı,
Büyük bir hazine bulup,
Sonra götürüp sahibine,
Ufak bir ikram karşılığında teslim etmek gibi.
Seni bulmak,sende olmak öyle serin,
Sonra kaderine teslim etmek,
Benim olamayacağını bilsem de,
Bende olman öyle narin,
Öyle titreyen bir kuş misali kollarımda,
Korkman benden öyle vahim…
Azıcıkta olsa üzülmüş olmanın şüphesi,
Bir atomun milyonda biri kadar da olsa,
Bir yara açmış olmak yüreğinde,
Alemdeki en büyük krateri açıyor içime,
Boşluğun, afakiliğin, acımasızlığın,
En fazlasıdır,
Sana her şeyin en iyisini dilemek,
Sende en iyisi varken,
Sendeki iyiyi pekiştirememek…
Öyle ki; eli kolu bağlı bir hücrede,
Müebbet hapsindeyken bir karınca bulup,
Besleyip arkadaş edinip o küçüğü,
Sonra kıyamayıp öldürmek gibi,
Kederine,kara bahtına şahit olmasın diye…
Şevkatin, merhametin,empatinin,
En safıdır bana verdiğin,
Yaralı bir kuşun kanadını sarıp salar gibi,
Saldın beni koynundan,
Nereye uçsam boş sema,
Nereye konsam bundan sonra ey Hüda
Senin dostluğundan uzaklarda,
Mahrum etme beni hoş sohbetinden,
Biri daha var benden öte,senden başka
Ama sadece sanadır bu yakarış,
Sadece sana…
Kayıt Tarihi : 23.1.2014 13:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!