Sadece ölmek için yaşıyorum
Bugün bir çığlık koptu içimde.
Uzakları yakın eden bir kıyamet sanki.
Avuçlarıma batıyor geçmişim,
Dudaklarımda titrek bir gülümseme,
Gözlerimde papatya hüznü,
Dokunsalar ölecek, biri nasılsın dese omuzuna yıkılıp ağlayacak gibiyim...
Utanmasam öyle kimsenin olmadığı yerlerde değil,
Etrafımdaki kalabalıkların içinde avazım çıktığınca bağıracak kadar doluyum..
Gece serpilirken üzerime nazlı nazlı,
Ben yine akşamı, aynı belirsizlikle ve aynı çaresizlikle sabah ediyorum..
Karşıma oturdu hatalarım ve başladı sorgu,
Ardı ardına sualler sorulsada,
Kafamın içinde dönen milyon kelimeden bir cevap oluşturamadım..
Bütün günahlarımın bedelini ödüyor suskunluğum,
Nefes desen yaşayacak kadar.
Varlığım ise sadece benim bildiğim kadarı..
Bu hayat yaşanacak kadar adil değildi..
Ölüm ise yaşamaya mecbur edilmiş koca bir günah..
Ölüm dediysem topraksız ve çiçeksiz.
Bedenim dünyaya verdiği savaşı kaybetmesiydi..
Mutlu olacaktım belkide..
Ruhum ise can çekişir halde,
Mazide kanlar içinde yatıyordu..
Kurtulmak imkansızdı çırpınmak nafile,
Hani kanadı kırık bir kuşun uçma umudu gibi,
yarım yamalaktı hayallerim..
Toz pembe'ye boyadığım insanların kalpleri,
Zifiri katran karası ile çevriliydi...
Belkide bundan'dı kim bilir..
Herkese karanlık gelen ölüm
"Bana ay parıltısı kadar aydınlıktı"
Ve yaşamak için çırpınan insanlarla dolu bu hayatı, ben sadece ölmek için yaşıyorum..
Kayıt Tarihi : 11.4.2025 11:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İlyas Gültekinin bana olan hediyesidir
TÜM YORUMLAR (1)