Yüreğinin mevsimi sonbahar olanlara...
Ah dostum...
Hayat göz kırpıp yüz vermeyen bir sevgili gibi değil mi? Bir yanı gel derken bir yanı hüzünlere itiyor hep ümitlerimizi. Heyecan ve hüsranı birlikte yaşıyoruz her gün. Yaşam damla damla tükenip akarken, her geçen saniye hüzün damıtıyor yüreğimize. Kendimizi bulmaya çalışırken, yitirdiğimiz umutlar çıkıyor karşımıza ansızın. Her başlangıç ardında bitişleri saklıyor. Her kavuşma yeni bir ayrılığın haberini getiriyor. Yarının ne getireceğini bilmeden koşuyoruz geleceğe ümitle. Bugün yüzümüze yerleşen tebessüm, yarın derin bir iç yanmasıyla dökülen gözyaşlarına dönüşecek belki de...
Belki de hiç hayal kurmamamız, sadece yaşadıklarımızla yetinmemiz lazım. Ama o zamanda hayatın anlamını kaybedeceğiz değil mi? “Hayal etmeden yaşamak hiç yaşamamak gibi” diyorsun şimdi, biliyorum. Evet öyle... O halde dönelim içimize yeniden! Savaşlar sarmışken etrafımızı, silah gürültüleri gittikçe daha çok yaklaşırken civarımıza, bu kirli dünyanın velvelesinden sıyrılıp kendi içimize dönelim haydi! Orada bulabiliriz çünkü beyazın en güzel tonunu, temiz kalmışlığın son izini ve yeniden başlamanın verdiği heyecanı yüreğimizde bulabiliriz sadece...
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta