Nazar-ı İntizar
Peykânlar batıyor göğüs kafeslerinin her zerrine
Sade bir haykırış anlatamaz bizdeki şu mihneti
Duvarlar çarpıyor suratlarımıza şuvazlı öfkelerini
Kanları öbekleşmiş katillerden istiyoruz servetlerini
Şu bin pervane olan başlarımız çağırıyor o sesi
Katlar yükseliyor gölgeliklerin ardısıra
Her kat bir cami avlusuna düşürüyor karanlığını
Camiden bir yaşlı çıkıyor göğe bakma telaşında
İmamesi koptu kopacak, tesbih sırtlanın ağzında
Nal sesleri yükseliyor birden, küheylânlar çok öfkeli
Her kâdha bir ölüm getirmeye muvazzaf sanki
Sunulan şarapları ve kadınları tekmeliyor cûndiler
Seyyahlar çıkıyor şehrin ara sokaklarından
Dudaklarında yalnızlığın tortusu ve aşkların ıslaklığı olduğu halde
Yalnız başıma mübareze edecek değildim şu gün
Ama yalnızım, kanlarım hınçlarıyla akıyor omuzlarımdan
Bakir kalmış bir ceylanın gözlerinde arıyorum seni,
Naralarım dağların kireçli oyuklarında yankılanıyor,
Sarı otlara basmadan geçmek istiyorum bozkırı,
Ve ben derin bir susuzluğa susmaya susuyorum
Ali Çevik
Kayıt Tarihi : 22.4.2020 21:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)