İki bin bir di, Ankara’da biriyle tanıştım.
Hayat hikâyesini kendisinden dinledim.
Aynı hikâyeyi başkası da bana anlattı.
Saddam’ın zulmün den kaçan Kerkük’lü.
Dağlar, taşlar aşarak Türkiye'ye gelmişler.
Türkiye’den, Kıbrıs’a,
Oradan Bulgaristan’a,
Ne çileler çekmişler.
Bunları taşıyan gemi batmış.
Nihayet Türkiye bunları zor kabul etmiş.
Bir otel odasına yerleşmişler.
Kerküklü Türkmen, çok dil biliyor.
İş arıyor, ev arıyor,
Başlarını sokacak bir yer.
Ama ne fayda, burası Ankara,
Gez, dolaş beyhude.
Yorulmuş zavallı Türkmen kardeşim.
Atmış kendini bir camiye,
Kılmış namazını.
Dua, yakarış için,
Açmış Mevla’ya ellerini.
İki gözü, iki çeşme olmuş,
Akmış yaşlar.
Babasını asan Saddam’a,
Bedduaya başlar.
Babasını da asmakla kalmaz,
Hain Saddam.
01.01.2007
Osman KarahasanoğluKayıt Tarihi : 9.1.2007 01:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Saddam dan kaçan Kerkük lü bir Türkmenin Ailece başlarına gelenlerin hikayesidir.Saygılar sunarım.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!