Rabbimden gelen nuru
Bir rabtı nuraniyle
Kalpten kalbe aktaran
O kalbi nuraniyi
Hak zikriyle yaktıran
Sekaratta kabirde
Yaksın aşkın ateşi
Sönmesin hiç bir daha
Sende öyle bir yan ki
Ateşler olsun sefa
Her aşkta ateş vardır
Nice güzeller gördüm
Unutulmaz yakışı
Gün geldi toprak oldu
Hayat dolu bakışı
Şimdi kabir taşında
Çocukluğumdan beri duyarım, bir vefadır gider.Kimi zman derin bir ahh! çekerek nerede o vefalar, nerede vefalılar dediklerini, Kimi zaman canım bu saattede vefayamı gidilir. Kimisindede vefa olmassa olmaz onun tadı bambaşka derlerdi. Kimiside yok canım, bu sene Vefa'da hiç iş yok.Böyle giderse z. kümeye düşer derdi.Biraz büyüyünce arkadaşlarla dolaşırken Bir STAD gördük. Bir armakadaş burası Vefa STADI dedi. O dönem Vefa 1, kümede oynuyordu. Hakikaten dedikleri gibi Vefa o sene küme düştü. Benim anlamaya çalıştığım düşen ilk Vefa oydu. Ramazan ayında camileri gezerken ismini Ebul Vefa Hazretlerinden alan Vefa semtine gelmiştik. Dediler ki, Vefaya gelinirde, Vefa bozası içilmezmi, ve nasip oldu içtik. Hayatımdaki düşen ikinci Vefaydı. Vefa bozası çünkü zamanla dillere düştü. Sirkesinide hiç unutmamak lazım. Bende onun apayrı yeri vardır. Peygamber Efendimiz S.A.V. sirkeyi çok severmiş, haliyle onun sevdiği herşey bizlerede sevgili olmalı.Diyeceksiniz ki Ebul Vefa Hazretlerini niye hiç anlatmadan geçiyorsun.Bir gün Ebul Vefa Hazretlerini anlayacak duruma gelirsem, o zaman yalnızca onu anlatmaya çalışırız. Son Vefaya gelincede, kolay olmadı.Ama onu yıllar öğretti. (İnsanların Vefasını) Vefalı olmayı ilk evdekilerden öğrenmeye başlamışız. Çünkü öğrendiğimiz o güzelliklerin Vefa olduğunu büyüdükçe anlamaya başladık.Şükürler olsun Vefalıyı, Vefasızı hiçte geç olmadan anlamak nasip oldu.Büyüklerimiz, Ana ve Babadostlarına Hürmet ve İzzet ikram ederlerken, aslında onlara, birbirlerine olan Vefalarını gösteriyorlardı, bizlerede Vefalı olmayı öğretiyorlardı.Birbirlerinle olan hatıralarında hep güzellikleri yad ediyorlardı. Öyle güzel yanları vardı ki bunlar Melekmiydi ki diyebilirdiniz.Melek değillerdi ama melek gibiydiler. Birbirlerine ikram ettikleri suyu bile anlatırken sanki kevser şarabını anlatıyorlandı.Şimdi ise herşeyi bir bedel ödeyerek alsanız bile, hakkınız olanı bile size vermek istemez oldular. Dünle, bu gün apayrı dünyalar gibiydi.Beliniz bükülünceye kadar sırtınızda taşıdıklarınız kendinizi bile taşımayacak hale hale geldiğinizde.Olmayan Vefalarını Vefasızlığa çevirirler. Çünkü siz insanların gönlünde onlara faydalı olduğunuz müddetçe kalabilirsiniz.Yaşarken Vefanıza karşılık bir Vefa göremezseniz bile Ahiret size her anı ve herşeyi ile bir Vefa olacak.İnsanları güldürmenizin karşılığı size ahiret Gülleri, Yedirmenizin karşılığı Cennet nimetleri, Hasret kaldıklarınız, orada kavuşacaklarınızolacak. Hizmetlerde attığınız her adım sizi Allah Celle Celalühünün Cemaline ve Resulullah efendimizin S.A.V. saadet hanesine yaklaştıracak. Yani Vefa ekenler, Vefa bulacaklar. Ama o Vefasızlar unutmasınlar ki kendi Vefasızlıklarına, Vefasızlıkla mayaladıkları Vefasızlık dolu bir hayat sunulacaktır. Ya kendilerine gelirler, Ya da kendileri bilirler. Buda onlara SON VEFAM.
Dertlerimle dertlerini unutur
Sanki bende benim gibi bir ruhtur
Benim huzurumla o huzur bulur
Vatanımın merhametli Polisi
Feda eder canını cananını
Vedayı duyunca bir buruk oldu içim O an herşeyden elimi çekmek istedim
Elimi çekmek istedim çünki elimden gitmesini istemediklerim aklıma gelmişti
ya onlar bana veda ederlerse diye korkmuştum. tıpkı çocukluğumda annemin öcü geliyor deyişindeki gibi. Vedalara bir türlü alışamamıştım. Askere giderken anneme vedaya askerden gelirken vatan borcuma vedaya hacda kabeye medineden gelirken Resulullaha s a v efendimize vedaya alışamamıştım alışmak bir yana içime sindiremiyordum ya allaha itaatta kusurlarımızdan dolayı ahirete giderken edeceğimiz veda Allahın rahmeti magfireti olmasa ne yaparız ebedi ayrılığa düçar olursak o veda hiç çekilirmi ne olur Allahım senin rahmetinle senin rızan olmayan herşeye ELVEDA
Fıratın kenarı rahmet deryası
Yunuyor gönüller çıkıyor pası
Gönlüne yerleşmiş Allah sevdası
Resulün aşığı gül gavs'ı sani
İnsanlar perişan dağlarda düzde
Nakış nakış dokunurlar kilimler
Cehalete ışık tutar ilimler
Razı olmak lazım haktan gelene
Eşit düşmez her bir kula dilimler
Kalanlara acı gibi gelsede
En sevgiliye götürüyor ölümler
O ilk yaratılandı
Rabbin ilk nebisiydi
Hz Adem as yaratılmadan
Alemin efendisiydi
Vakit saat gelince
Dünyaya teşrif etti
Gönlüm aşkın yükünü taşımıyor bilirem
Bunu herkes anladı artık sende bil irem
Hasretinin narında gece gündüz yanirem
Beni nasıl yaktıysan sende öyle yan irem
selam
sayın şairim ben ellisinden sonra şiirle tanışan ama şimdi ölçülü şiir yazabilen bir emekli şairim.
sizin şiirlerin birazına baktım ölçülü şiire yakın ama serbest şiirler.
işte beb burada kendimi gördüm, eğer siz talep ederseniz ölçülü şiire çok kolay geçebilirsiniz sanırım.