Hayat, üzerinde sivrisineklerin gezindiği,akbabaların uçuştuğu bir bataklık gibidir.
Hayat, o bataklığı geçerek karşıya ulaşma sanatıdır.
Bu nedenle, o bataklığın içine bir takım taşlar-kaya parçaları yerleştirir, kan ter içinde.Köprüler kurarız.
Oysa bazı insanlar vardır ki karşıya kolayca geçebilmek için bizi üzerine basacakları taşlar,yürüyecekleri köprüler olarak görürler.
Bundan dolayı omzumuza yüklenmiş olan tonlarca ağırlığı kaldıramayacak kadar güçsüz ve kuvvetsiz kaldığımızdan,bataklıkta çırpınıp dururuz.
Omuzlarımıza basarak karşıya geçenler aradıkları mutluluğu bulmanın sevinci içinde amaçlarına ulaşırken,bataklığın içinde çırpınan biz mağdurlar ise akbabalara yem olmaya mahkum oluruz.
Sevdanın ateşi eğer
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Devamını Oku
Her an yanıbaşımda yatmasaydı
Ben bu yükü taşıyamazdım
Sevinçlerime biraz hüzün katan odur
En çaresiz anımda
Issız bir dere kenarını
Saçma değildi şair.
Olmaması gerekendi bu anlatılanlar
Ama gerçekte de olanlardı
Doğru söze ne denir ki .
Tebrikler sevgili şair
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta