Saçmalamak Geldi İçimden

Derdim var deyip de söyletme beni
Bir anlatırsam ağırlığından dağlar çöker
Ya da bana öyle gelir
İnlerim melül melül
Gözyaşlarım çatlak topraklar suları

Bu gece de konuşmayacaksan
Sus, vur diline prangayı
Konuşma, istersen sen sus
Ben anlatayım
Dökülüp soyunayım içimdeki zehri…

Kaçıp gitsem diyorum
Hani plansız programsız
Adını duymadığım, bilmediğim yerlere
Bir gökyüzü bir deniz yeterdi hani
Ay ışığında yakamozlarla dans eden denize gireyim anadan üryan
Bir ben bir gökyüzü bir de deniz
Sular alıp götürsün içimde keder efkar adına olan ne varsa
Sonra bir şişe şaraba da hayır demezdim hani
Bir deniz kızı görsün
Merak edip yanıma gelsin
Güzel olmasın
Neme lazım aşık olurum belki
Dinlesin sadece
Dünyada bazı değerlere kurban olmak nasıl bir şey anlatsam
Bir ömür için bir nesli nasıl yaktığımızı
Üç beş günlük dünya için
Cehenneme nasıl odun taşıdığımızı
Hırs ve ihtiraslarımız uğruna
Kurban olan yavruların masumiyetini nasıl çaldığımızı
Her şeyin parayla değer kazandığı dünyada
Nasıl sevgiye hasret yasadığımızı
Sizler acı çekiyorsunuz
Bense hem çilesini hem ıstırabını ruhumda yaşayarak
Hele ki anlaşılmıyorsanız
Soruyorsunuz kendinize ben neyin çilesini çekiyorum
Neyin nöbetini tutuyorum
Bir çocuk için bir ömür gidiyor
Uğruna kurban olduklarınız sizi düşman görmeye başlarsa ya…

Sahi be deniz kızı
Deniz nasıl bir şey
Bilir misin gökyüzünü
Bilir misin özgür olmanın ne demek olduğunu
Geçti mi ayağına prangalar
Ayağa olsa iyi de
Bir de yürekte olursa
Ne sevmek için şansın vardır
Ne de sevilmek için
Ağırdır gözyaşı
Yerinde durmaz
Sahi tartabilir misin gözyaşlarının ağırlığını
Ne kadardır bir damlacığın ağırlığı
Derdin büyüklüğü kadar mı yoksa ederi kadar mı…

© Seyyid Burhaneddin Kekeç
12 – 08 – 2017
01 : 04