Tanıştık seninle bir muhabbet arasında,
Sorunlar aynı, dertler aynı, konular aynı.
İstemezdi ikimizin hanımı da içmemizi,
Bizse içmeden duramıyorduk.
Anlattık yalan gerçek hayatımızı,
Bazen saçmaladık, bazen kızdık,
Yine de güldük ağlanacak halimize.
Arada bir mor gözle çıkınca sokağa,
Geliyordum, düştüm yalanını uydururduk.
Biliyorduk ikimizde yalan olduğunu,
Dilimiz söyleyemezdi dayak yediğimizi.
Olan olmuş,gelen gelmiş,giden gitmiş,
Bu dünya sorunuyla uğraşıp kafayı yeme.
Bugüne bakıpta geleceğe yatma arkadaş.
Uyuyup tavşan misali,
Hayat finalini kaçırma arkadaş.
Neler var, neler yok ki hayatta?
Aybaşı, yılbaşı, günbaşı, kalmadı geri öte başı.
Hayat garipliklerle örülü bir yoldur,
Gelen geçiyor, geçen dönmüyor.
Kalmıyor dünyada tek bir yolcu,
Karamsar olmuşsun, saçmalamışsın,
Gülmüşsün, uçmuşsun ne fayda?
Dediğimde, kızardın bana.
Nedense, öğüt almak hoşuna gitmezdi?
Arada bir seni kızdırmak için,
Saçmalama arkadaş derdim, küserdin.
Çocuk gibi, on dakikayı geçmeden gelir,
Laf atardın, hiçbirşey olmamış gibi.
Bazen Hacivat'la Karagöz gibi atışırdık,
Hacicavcav deyince kızıp giderdin.
Sonra yine gelir, takılırdık muhabbete,
Kaldığımız yerden saatlerce.
Biraz sonra Ayrılacağız,
Sen bu tarafa, ben o tarafa,
Kazamız mübarek ola arkadaş.
Yarın anlatırız birbirimize,
Biraz gerçek, biraz yalan yaşadıklarımızı...
Cengiz Çetik- 01 Eylül 2005-
Cengiz ÇetikKayıt Tarihi : 25.8.2006 10:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!