bayım, bayım, sayın bayım
kefeni yırttık bu sefer de
solgun bir bahçe gibi duran yüzümüze kan yürüdü
dudaklarımız bir buzdağı gibiydi, şimdi ateşten mermer
olmazların olduğu bir iklimden geçtik seninle biz
gökte martılar, yerde çığlıklar, içimizde derin uçurumlar
atlayıp geçtim, atlayıp geçtik, atlayıp geçemediler kimileri
şimşekler kadar parladı gözlerimiz, tutku gibi sıcak,
uzun bir gençliği kurban edişimiz,
okunmaya değmez bir destan gibi öylece,
kitaplara geçmeyecek sıradanlıkta yani
uzun bir gençliği heba edişimiz
öylece geçti gözlerimizin önünden
o vakitler fikrin ateşli savı, kuşatmıştı genç zihinlerimizi
bir yanardağ gibi yürürdük
yürürdük dünyanın üstüne doğru,
sesi bir kadın sesinde erimiş,
saçlarından çınara asılmış adamlardık biz
kendi ateşimizde yandık sonra
elleri kan toplayan, oyuncak üreticilerinin son oyuncağı olarak
bak işte şimdi ikinci bir bahar gibi dokundu saçlarımıza mevsim
şeyin önünde diz çöküp bir hiç denklemi üstünden
yeniden kuşanmak düştü kaderimize
ıskalanmış bir tazeliği
yeniden yaşamak
haydi öpelim ellerini kirli hayatın
Eristanbul güzergâhı, Hamidiye Durağı, 16.05.2021- 19.18
Kayıt Tarihi : 11.8.2022 23:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!