Hayattayım, yaşamak ne güzel şey.-Ordu-
Alçaktan asılmıştı kentin tepesine
Mor yanaklı bir bulut kümesi
Açtı küçücük gözlerini, yitirilmiş bir hayat
Ve çoktan geçmişti okul vakti.
Anlayamadı önce, yandı çaresizliğini görünce
Sarstı… Sarstı… Sarstı… Gıdıkladı sonra annesini.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok güzel tebrikler sayın Doğanay.
Gözlerim nemlendi bu şiiri okuyunca Suna abla. Çok dokundu...
O kadar batıyor ki dizeleriniz yüreğime! O kadar derinden etkiliyorki her okuyuşumda bu şiiri!...
''Saçlarımı kim örecek?'' diyen kıza katılarak, ''Hangi dize baş koyacağım?'' diyorum bende...:(
Tebrik ederim ablacığım. Çok ama çok güzel bir şiirdi...
Yüreğiniz dert görmesin...
Sevgi ve saygı ile...
Turan Orak
Kıvrılıverdi bir köşeye mecalsiz.
Göremeden eller üstünde gidişi,
Beyaz bir uykunun gölgesinde,
Annesiyle buluştu.
YETİM ANA YÜREĞİM LİME LİME PARALANDI ŞİİRİNİZ KARŞISINDA, BOĞAZIM DÜĞÜM DÜĞÜM. BU KADAR DOKUNAKLI YAZMAYIN NE OLUR. SAÇLARIMI KİM ÖRECEK DEMESİN HİÇ BİR ÇOCUK, KIZIMIN İPEK SAÇLARI NEREDE DEMESİN HİÇ BİR ANA. KİLOMETRELERCE UZAKTAN GÖZYAŞLARIMI GÖNDERİYORUM.
Hani nasıl derler '' Gece bu saatlerde hüzünle başlarmış, Başka hüzne ne hacet
mısralarınız çoktan çöktürdü hüznü yüreğimize.Yaktı genzimi kavurdu yüreğimi dersem inanır mısınız. Çocuklar ağlamasın deriz amma, yinede ağlatırız. Değil mi.
Kaleminiz yüreğinize ses olmuş, Hisli yüreğiniz var olsun.
Saygı ve hürmetler.
Mehmet Ali DEMİRCAN.
HÜZÜN SAĞANAK OLUP AKMIŞ DİZELERİNİZE YAŞAMIN İÇİNDEN BİR ÖYKÜ İLE... DOST YÜREĞİNİZİN DUYARLILIĞI HEP VAR OLSUN. SEVGİLERİMİZLE
Çocuklar öksüz kalıp hayalleri morarmasın...
Yüreğim dondu, karşarı eridi sonra gözlerimden kirpiklerime doğru. Suna Hanım hüzünlü bir şiirdi, oldukça dokunaklı... Kaleminize sağlık...
Sevgi ve saygılarımla.
Yaşamdan bir kesit.İçimi dağladı bu dizeler.
Hisseden ve yazan yüreğe selam olsun.
Sevgilerimle.
Hayata dair bir öykü...Yine hüzünlendirdin Suna abla'cığım.
Okuyan bu kadar hüzünleniyorsa, yazan: kimbilir kaç kağıt ıslatmıştır gözyaşlarıyla.
Saygıyla selamlıyorum duyarlı yüreğini
ağlatmak için mi yazdın ablam bunu...
çok güzel bir şiir ve çok içli bir öykü..tebrikler
Hüzün, acı üşüttü yüreğimizi. Tebrikler şiire. Sevgilerim yüreğine.
Bu şiir ile ilgili 44 tane yorum bulunmakta