Saçlarımı kestim. Emanet ettim bir makasın keskin yanlarına. Kesilirsem hafiflerim sanıyordum ama sandıklarımdan daha ağır geliyormuşum kendime. Saçlarımı her kestiğimde yeni bir ayrılık doğuyor yüreğime. Saçlarımı kestiğimde bir ayrılık konuyor parmak uçlarıma. Avuçlarımdan uçup gidiyor yakaladığımı sandığım. Kestirdiğim her tel yerini yokluğa bırakıyor. Yenilenecek dediğim her şey zamanından önce eskiyor. Sararıyor defterler, sararıyor yüzüm, sararıyor hüznüm. Başka renklerin özleminde doğacağımı sandığım sabahlarımda güneş yok. Yağmurlu ve sisli bir güne uyanıyorum gün gün. Kangren olmuş yüreğimden kan damlatıp hayata dönmeyi yeğlerken kararmış damarlarıma dolanıyorum. Bunca zifiri sessizliğin bir gürültüyle biteceğini bekliyorum. Her gün bekliyorum kıpırtısız fakat bekledikce zamanın infazına yeniliyorum. Yargılarken ve sorgularken hayatı sorularımın altında eziliyorum. Ezik bir kalp ne işe yarar kendine bile yetmiyorsa, nefes almak bu kadar güçken nasıl başka bir kalbe nefes verir. Dokunduğum her şey yara alıyorsa, kendi derdinde daralıyorsa nasıl başka bir kalbe iyi gelir… Ferman keser kendi kendine fermanları bile okunmuyorsa… Yazılan her şey yazıldığı yerde kalır kimseye dokunmuyorsa….
Saçlarımı kestim… Yere düşen hiçbir tele bakmadım bile… Her tel yüreğimden düşen parçalardır bilirim. Acıtır… İnsan bir makasın, bir bıçağın, bir usturanın soğuk metallerine bırakıyorsa kendini nasıl pamuktan düşler kurabilir… Düşler beyaz ve uçucu şeylerdir gökyüzünde, hafif bir rüzgarla dağılabilir…
Saçlarımı erken kestim vaktinden çok önce… Sırtımda bir kanat misali taşıdığım teleklerim yok. Kırıklarını aldırmak için emanet ettiğim, kırıklarımdan çok ötesini alıp gitti. Şimdi ne ona ne de başka kimseye hesap soramam, hiçbir teli yerine döndüremem. Uçamam da artık, kuş olduğumu sanmışım ne garip…
Bir sabah uyandığımda anladım. Hiçbir şey yerinde yok… Ben sıradanlıklar içerisinde sadece sıradan biriyim. Etten kemikten biri… Ölümlü hayatın yanında vakti geldiğinde yerini başka bir doğuma bırakacak biri… Bundan ötesi yok… Yanımda götüreceğim hiçbir şeyim yok. Şiirlerim de müsveddelerde kaybolacak…
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek