I.
Kadın azaltır çocukları için
Kullanmasını yabancıları genç gördükçe
Adam konuşurken eli kaybolur kızlarla
Neden getirmeyi unutmasın
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Devamını Oku
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
kadın çocukları için neyi azaltmaktadır? (I/1.dize)
adam konuşurken eli kızlarla nasıl kaybolmaktadır? (I/3.dize)
Bir yorumcu (sedis) şöyle yazmış..
Ne ders alabildim ne de zevk,okuduğunu anlamak için şair mi olmak gerekiyor???...'
Bu yorum nedir diye düşündüm..
Belli ki okumuş ve canı sıkılmış okurun.. Beklentisi karşılanmamış..
Ama derin düşüncülere itti beni okurun bir anlık dışa vurumu..
1.Şiir ders verir mi?
Şiir kimi zaman ders verir .. Bu tür şiirlere didaktik şiirler denir.. Ama bu şiirler genelde şiir sanatı yönünden tamamen başka bir katagoride incelenir.Eğitimciler, ideolojistler, propagandistler , reklamcılar tarafından insanları bir hedefe yönlendirmede kullandıkları bir araç olur kimi zaman şiir.
Bu durumda şiir kendinden alt bir dünya ve değerler sistemi için istismar edilmiş gözükür bana..Acizane görüşümdür bu
2.Şiir zevk vermeli midir?
Kesinlikle vermelidir..Ancak zevk ile beğeni düzeyi arasında bir doğru orantı vardır.Bu üstelik deneysel bilimlerde olduğu gibi kolay ölçülen bir olgu değildir..
Yüksek beğeni ve düşük beğeni arasında hangi ilişkiler vardır..
Birikim, yaşananların kesit kalınlığı ve uzunluğu,zihinsel güç, duyarlılık şiiddeti gibi kavramlar belki de bu konuda ölçme işine yardımcı olabilir.
Şiir anlaşılırsa mı kalitelidir ,yoksa anlaşılmazsa mı
bu konuda sübjektif olabilirim..Ben alacakaranlık şiirleri seviyorum.. Şiirin bir yerlerine en azından tutunmak isterim.. Ama tutunamadığım yerler beni peşinden sürüklesin de isterim..
Örneğin ben bu şiiri 70 li yıllarda okumuştum..
Şiir bana bir tema veriyor..Şiiri okuduğumda sabun burada bir temiz bir uygarlığı veyua bir uygarlığın temizleme gücünü temsil ediyor ve şair bu uygarlığın gün gün yokoluşundan şikayetçi ve üzgün .
Buna evet ama şiirin içine saklanan öykücükler konusunda sürekli bir acaba taşıyorsunuz..Bu şiirin içinde yüzen merak kabarcıkları her okuyuşunuzda sizi bir alacakaranlıkta bırakıyor.
Ve bu benim hoşuma gidiyor..En azında şiiri ilk okuduğum 70 li yılllardan bu yana..
Saygılarımla
Ne ders alabildim ne de zevk,okuduğunu anlamak için şair mi olmak gerekiyor???...
üstadı okumak her zaman ders verir her zaman zevk..
Ben yaşarken kirli
Ne kirli adamlar vardı
Yıkadılar sonra anladım
Ölü olduğumu
...
Sezai Karakoç, geçen yüzyılın en büyük şairlerinden...
Güzel şiir.Yaşamaya çalışmak ama aslında yaşamaya çalışrken buna tahammül etmenin,alışabilmenin zor olduğunu mu anlatmış yoksa yaşam karşısındaki ölümün daha masum olduğunumu.Güzel şiir!
Her adı büyük şairin her şiiri büyük,
her adı küçük şairin her şiiri küçük değildir,
her şairin / şair adayının,
bir hazırlık , bir çıraklık dönemi bir de ustalık dönemi vardır.
Şair,
şiiri sevda olarak benimsemiş,
onun kurallarını amatör bir ruhla değil, profesyonel bir ruhla benimseyip uygulamışsa ve şairlik denen o herkese nasip olmayan sıfat ona nasip olmuşsa her şair adayının bir de ustalık dönemi vardır. Şairin / şair adayının,
çıraklık döneminde yazdığı şiirlerin çoğunluğu şiir kalıbında olmayan, hatalarla dolu anlamsız satır yığınları olduğu halde, ustalık dönemlerinde yazdıkları şiirlerin bir çoğu da şiir anlamında şiirdir. Şiirin,
taşıması gereken asgari unsurlar vardır.
Bu unsurlar, şiirde gerçekleşmemişse, o satırlar nesir benzeri sıradan satırlardır.
Bu sıradanlıklara çoğu kez şairin acemilik dönemlerinde rastlanılır.
Ustalık döneminde rastlanmıyor diye bir kural olmasa da genellikle ustalık dönemlerinde şairin şiir defterinde öylesi acemiliklere rastlanmaz. Gerçek manada şiirler ilham perisi eşliğinde yazılan şiirlerdi. i
İster acemilik ister ustalık dönemi olsun onsuz yazılan şiirlerde ruh yoktur.
Şekil ve tarz, şiirde şiiri başlıbaşına şiir yapan tek unsur değildir.
Öz, şiirde şeklin üzerinde yer alır ve öz şekli kendi kendine şiirde doğurur.
İlham perisi eşliğinde yazılan şiirler şairin hayata ve olaylara sıradan bir kuş bakışı ile değil kartal akışı ile bakıp yazdığı şiirlerdir.
İşte Monaroza bu şekilde yazılan bir şiirdir. öz var, şekil var , şiirin taşıması gereken asgari unsurlar var, ilham perisi var.
Şiir,
şiirde bulunması gereken asgari unsurlar araştırılarak incelenip değerlendirilir.
Bu değerlerlendime yapılırken şairin o an ki haleti ruhiyesi tamamen bilinmemektedir, değerlendirme yapılırken onun siyasi görüşü, yaşam tarzı dikkate alınmamalı sadece şiir adına değerlendirme yapılmalıdır.
Olmuş ve olmamış kavramları şiir kavramın tanım ve kapsamının yeterince bilinmesine bağlı olarak kullanılması gereken ifadelerdir.
Bu ifadeler kullanılırken şairle ve şiirle alakası olmayan kişilerin subjektif görüşlerle mevzubahis yapılması yanlış olup şair adayının şiire hangi pencereden baktığının bir ölçüsü, bir göstergesidir. Şiire ak pencereden bakarsanız güzellikleri, kirli pencereden bakarsanız şiir ve şair kirli olmasa da hep kirli görünür.
Amaç şiirde üzüm yemek olmalı, aksine bağda üzüm yetiştirenlere, emek sarfedenlere gül dikenlere, gül derenlere, bahçıvanlara, olmayan değerlerle saldırmak, onları mevzubahis yapıp küçük davranış modelleriyle bağcıyı döğmek olmamalıdır.
Şiire ve şaire
ak penecereden bakanlara selam olsun,
şiir ülkesi ona sevdalı şiirsever ister,
bu yolda taş döşemek üzere yola çıkanlar herzaman hüsrana uğramaya mahkumdurlar.
Şiir mi,
yağsız,
tuzsuz,
bir et yemeği görünümünde,
yiyen yer ama yemeyene de neden yemiyorsun deme hakkını kimse kendinde hak olarak göremez.
Aksi takdirde elbette o kişiye otur oturduğun yerde denilir,
ki,
iki mümtaz değerin olan
şiir ve şairin kirlenmemesi adına bu laf gerektiğinde her yerde herzaman söylenir...
Üstümü örtün ki ölem..
Şu günün şiiri köşesi bölümünde ilk defadır
'şiir perisi''' rumuzlu üyeye aynen ve tamamen katılma
gereğini hissettim...
Yalnız onun da gözünden kaçan birşey var
Bu şiiri ilk kez görmüş ama o şiir yıllardan beri orda
ve kaç yıldan beri her sene aynı gün
kaçıncı kezdir. bilgisayar tarafından
sunuluyor.
yani yetkililerle bir alakası yok... :)
Dedik ya işte her gün yüzlerce şiir ekleniyor
bir sürü şair kaydoluyor ama yok
Bilgisayar insan olmadığı için bizi duyamıyor tabi
Ne demek istediğimizi de anlayamıyor
Bağlamış şirleri otomatiğe
yani bas düğmeye gelsin usülü,
yıllardan beri..
SANATA SAYGI,
ŞİİRE SAYGI
ŞAİRE SAYGI
BU KADAR İŞTE! ! !
Bu Sezai Karakoç'un şiiri mi..!.:((
Düğüm gibi...
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta