Tuvale fırça darbeleri atıveren, haz almak için sargiler el sadmesini.
Nota dinlemeyi seven, sevdiği için kulak kabartır.
Tatmin olmak için sergiler; ifade eden kendisini, yazdığını yazdıklarıyla.
Şiiri, edebiyatı sona yerleştirmek değildir geçen zaman; yıl, alınan.
Orta okul günleriyken öğretmenlere lakabize, muzip dörtlükler doğuşu
ile başlangıcı bir resim yarışmasında dünyada, mansiyon üçüncü.
Alt-üst kimlik tartışması varsa, budur; ki asıl demek istediğim,
bu asla yoktur, olmayacaktır çünkü para kalıcı huzur değildir.
Anatomisini anlamak lazım, ruhu ruhtan yelteneni uzaklaştırmaya.
Çünkü bir uğraşıdır, belki rahat ettirmeye dönük;
Kaynakların sınırlı, dileklerin ise sınırsız olduğu bir dünyada.
Fakat unutmamalı, kondu’sunu taşıyan “Gülen Adam”, Şaban;
(o bir kez ağladı gvercin, çocuğu doğduğunda ağladığında)
Ne de hoş sürükledi sırtında, arkasında omuzlayıp eşiyle.
Rol arkadaşı eşiyle top -ki top mermisi, parmaklar ki el
- taşıdı kükreyen Anadolu kadını kurtuluş savaşlarında;
anlamınca, olmuş nice darbelerde ve öyle ya da böyle, vesaire.
Yani zorda kalsan da bir güç toplayabilirsin sınırlı kaynaklara;
Ama paraya pazarlarsan, bini aşkın tarih olur heba, veba, ulema – *
bilim adamı, bilim, bilim, boş yere kullanılır zaten duygu sahibine
ahlak kesme, poz vermeceler; diyerek, sayıklayarak “alim..”
ki Tübitaktır, alternatifsizi basım-yayın, Bilim ve Teknik; bini aşkın yılda!
matbaasızlık hak getire, budur işte büyüklüğü getirdiklerinin Atatürk(‘ün) *
- Hem de çok büyük bir gerçeği reddetmişsindir o vakit elbette;
Kalmasan bile sürdürebilecekmişsindir sen bunu, zorda; ruhunla.
Açıklaması olamaz, eşlerin masaları birbirinden ayırmasıyla!
Birdirbir bir oyunda Ali çok şeydir, nedir ama bin ali.
Aali, ki zaten yüce ve ululuğu tasdikli belli, bin kere olsa anlatır neyi?
Cin ali olsa iyiydi, çünkü afacan ruhundan iyicil, zekidir de
Ben karımı çok severim diye geçinir durur kameralar peşinde.
Popülersen hiç değilse duygularını kendine saklasan,
Daha çok meclis iş yapa; ama en önemlisi sen hiç popüler olma.
Eş ile masa ayırma, hem de olma kameralara poz atma sevdasında.
Böyle işte, o diğeri tavuk yemişti, semirttirdi Sabah muhabirine de;
Yakında su da içecek Malatya salgını namına, kameralara karşı yine.
Bu seferin gizli mağduru, Hürriyet muhabiri olacak ise;
Pek de gizli saklısı kalmayabilir ölümcülün artık, su içildiğinde.
Kafaya sarılıyor, diğeri masaları ayırıyor paradan poz kesiyor bir diğeri;
Sokakta taksici inen kadını tekmeliyor, tutuyor arkasındaki
İnsan adam lekesi, belirsiz bir karşı koyma ile, iradesiz, şuursuzca.
Tüm bunların karşısında, çıkıyor Hülya, çok benzeşi gibi
Ve lafa başlıyor, “erkektir, dövse yeridir”, hatasını anlamış olsa da.
Şamanları sever, büyü sevmeyip doğayı edinen asıl, Druid
Ki bilen bilmelidir ki bilir de, en güzelidir, barışçıl, bu çeşit efsun.
Yoksa gizem, öldürmek değildir, olamaz, insanları ve hisler
İle düşünceleri, körkütük tepişlerde, at gözlükleri görmeyişlerde.
At biner, oraya buraya koşar gider, koşar da gider, güzeli seven;
Kah eğersiz, yelesini çeker tutunur düşmemek için;
Asla ama sopayla dürtmez onu, çünkü yılan cennette kalmıştır.
Sevgi kalbimizdekilerdir, yürek ise bir et parçasıdır;
Ne var ki hislerimiz bizimdir işte, bizi sanatta birleştirendir.
Alt-üst budala kimlikler, asla Michelangelo’dan çıkma büst değildir.
Bu toprakları, her daim, Türk, Kürt, Çerkez, Laz, Kırgız, Arnavut –
ve her kim, sayamadıklarım; çünkü çok kozmopolitiz ve
fakat güçlüyüz tabi, baş eğdirmeyecek budur, yoksa şiddet değildir!
- Yüceltmiştir ve ışıldatacaktır, her öz birdir asildir, ama birlik içindeyken.
Yani bir Türklükten söz edilirken, çünkü meclis ve ordu
Bizde kahır çekmiş, türküler yazmış ama hep güneşler açtırmış
Halkımıza sunulacak gerçeklerdir; ırka dayalı değildir.
Atatürk demişti, bu topraklar vatandaşı herkes toprak vatanlıdır.
Dünya durdukça hep varolacak ve üstesinden gelir her zorluğun
Bu vatan çünkü bir yavru vatan var ki yavruluktan da can katan.
Aynı dünya değerleri gibi, vur deyince göğe yükseltilir, patlatmadan.
Hadislerin bir kısmı gibi aynı, yaşayan her faz doğru olmayabilir;
Ama elenenler haricinde elde kalan faydalılar ve ayetler bizizdir.
Neden, çünkü onlara kapı açan yol alamet değil keramet bilimdir.
Evet Stearns ve Blake, bir patlamadan çok bir can çekişle
Sona ermelidir evren ve enerji, ama yok olan nedir onu sorgulamalı?
Yok olan bir şey var mıdır, yoksa doğum kontrolü savaşmamak
İçin bir kutsal fırsat, uzaya açılmayı teşvik edici barış mı olmalıdır …
Kuşkusuz bir cins böyledir ve o tür evrimleşir de evrimleşir,
Maymun olayına kafa takanlara inat, dönen doğa sürer gider,
evren genişler, hatta ışık hızından bile, dışı yokken, kafa algılamaz
ve her değin kendinden yine doğar o kuş, inat bilenen kılıçlara.
Bilinir mi ki, bu inat bir sonuçtur, olası ama gerçekleşmiş
Kendi başlangıcından daha çok, bu yüzden protest de değildir.
İnat yoktur çünkü şöhret gütmez; iyilik kuşanan, yalan aranmaz.
Dürüstlüğü en değerli prensibidir, en dürüst politikadan bile ötece;
En kötü şeyi yapmış olacaktır, eğer ki bir kez kendine yalan söylese! ! --4.12.’05 Pzr
Kayıt Tarihi : 5.12.2005 07:02:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/12/05/sabrin-bosverilmeyecek-topraklarinda.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!