- Üzerinde doğup büyüdüğüm aziz toprağım Bitlis’i, her daim acılar içinde görmenin ızdırabıyla...
SBARET GÖZÜM
Gidip gördüm, o il bizim il miydi?
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Çağlayanlar, pınar mıydı, sel miydi?
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Toprak anam, anayurdum, can evim,
Güzel Bitlis, kara bahtlı gelinim,
Andıkça adını, yanar yüreğim,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Van Gölü’ne nazar eyledi gönlüm,
Tatvan, Ahlat, boynu bükük sümbülüm.
Viran olmuş bağlar, kurumuş gülüm,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Diyar Ahlat, Selçuklu’dan hatıra,
Dertleriyle yandım, yandıkça çıra.
Duydum Köçerim’i, yakmışlar nara,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Adilcevaz, Süphan altında bizar,
Sütey Yayla, Allah eylesin nazar.
Dert; yanda bir dağ, yolda bir uzun mezar,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Dağlar yol vermiyor, varam Mutki’ye,
Bu kaderi, kimler yazmış, ne diye?
Kim dinliyor, kim anlata-dinleye,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Hizan, Nebi Yurdu, nebisiz kalmış,
Nurs Köyü’nü, kara bulut bağlamış.
Gölbaşı’nda, nice ana ağlamış,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Görmedim bir kulu, dertsiz, acısız,
Hanlar harabe, hanlar hancısız.
Acılar gördüm ki, saf ve katıksız,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Fırat, Dicle, Nemrut, Süphan kan ağlar,
Yavrular soruyor; “Hani babalar? ”
Tarumar olmuş ki, bitmiş ovalar,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Dedeleri gördüm, bağlar altında,
Nasırlı elleri, çift yanağında.
Ümidi yok, bu gününde-yarında,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Dağlarına, civanları sermişler,
Kan dökenler, kan içip eğlenmişler.
Ümitleri kurutmuş, bir-bir tüketmişler,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm.
Bu el böyle, kan revanda değildi,
Türk-Kürt kardeş, tek vücut millet idi,
Rehber; Kur’an, Lider; Muhammed idi,
Olsun sabret, dökme gözyaşı gözüm...
Kayıt Tarihi : 8.8.2010 22:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!