Yorgunluk mu , olgunluk mu, teslimiyet mi bilmiyorum ama artık tartışamadığım şeyler var. ' Tamam olur ' , ' evet öyle ' diye diye tükettiğim günler ve dâhi geceler de sabıra sabır doğurtan bir suskunluk kuşanıyorum , duyulmayacağını bildiğim kelimelerin önüne bir bariyer çekmek gibi , sözcükleri durdurma biçiminde bir suskunluk. Sesimden vazgeçmiş gibi biraz da ... İnsan kalmanın en yalın mücadelesi bir taraftan da bu hâl, ama ağır ama ağrılı.. Pişmek için canhıraş katettiğim tüm yolu gerisin geriye yürümek istiyorum. Vardığım, varacağım nokta güven sancısından başka birşey değilken kendime bunca merhametsizliğim ürkütmeye başladı .Var olana güvenememek ,güvenmek telaşında bir yeniliğe isteksiz , heyecansız olmak .. Bilmem kaç milyonluk bir çatının altında lambaları yakıp gölgeler ile tanışmaya başlamaya hazır olmalıyım artık . Demirin açtığı her yarada, ateşin yaktığı her karada birazdım.Çoğaldım toprağına düşmeden OL diyenin hatrına,Güneşin ilk dokunduğu zirvenin ucunda bir soğuk tanesiyken kalkıp bulutların denizinden senin ülkene geldim.Ve yangınların üzerine yağarken bir ateşe esir düşmeden buhar oluverdim…
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek gecelerden bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan
Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Ne güzel demişsiniz
dilinize sağlık
beğeni ile okudum
Teşekkür ediyorum
Sabrı Doğurtan Suskunluk, kuşandıysa gönül ney eylesin gelecek olan boş nidaları.. Gönlü güzel şair.
Karakoç 'un , ' geceyi onaran mimar' ını sığınak bilmek elzemdir gözleri güzel.
Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta