Bana ıslak ıslak bakma öyle
Yıldızlar mı indi yoksa gözbebeklerine
Bakışın sessiz bir çığlık olup
Düşmesin yüreğime
Koydaki yakamozların her biri
Aşk şiirlerimden birer dize
Serpeceğim yollarına, gelemesen de…
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Yahya Kemal 'düşünceyi yoğurup duygu haline getirmek,demiş şiir için. Acaba öyle midir?Haklılık payı oldukça yüksek bir savlayış bu.Daha ileri götürebilir mi? Elbette!Düşüncenin duygululuğu,diyebilirim ben örneğin.
Bu şiirin; hangi olaydan ,o olaydan kaynaklanan hangi düşüncelerden yola çıkılarak yazılmış olacağını bilmiyorum. Şairane bir duygusallığı bu şiirde aramamak gerek.Kullanılan sözcüklerden hareketle bunu söylüyorum.
Açıkça söylemeliyim ki sevdim şiiri.Sevdim; çünkü ardında duran öykü(olay) ve lirik bir baş eğiş 'aşk'ın öteki yüzüyle ilintili hüznü
duygu yüklü sesini ,soluğunu duyumsatıyor.Şiirin insanı kendine bağlayan,kendini ezberletmeye koşullayan bir manyetik çekim alanı ve gücü var.Bu alan ve güç şiirdeki mekanların varlığıyla koşut denebilecek değin somut.
'Düşünceyi yoğurup duygu haline getirme' süreci bu şiirde de var.Olay katındaki değişmelerin şiire yansıyan modları, Şair'in yüreğinde de yoğun bir duygusal sürecin kağıda dökülenlerin kaynağı olduğunu ele veriyor.
Bu tam anlamıyla bir 'başarısızlığın' payda üzerindeki iki ortak özneden kaynaklandığını itiraf etmekten ırak durmuyor.
Yaşama,yaşanmışlıklara bulanmış dizeler okudum bu şiiirde. Büyük kan dolaşımı sürerken yüreğin neden 'tek'lediğini başka bir nedene bağlamak için mi bilinçle'eylül'le 'sabıkasız' önadı yeğlenerek tümleme kurulması yoluna gidilmiş,bilemem.
Yaşanmışlığa ya da yaşanamamışlığa dönük izlenimler edinerek ayrılıyorum buradan.
Kutluyorum Efendim.
Nicelerine.Erdemle.
Şiirin finali muhteşemdi;
Yaşamın öte yakasına yönümü döndüğümde,
Son günbatımından sakladığım,
Bir tutam gün ışığı bulacaklar avuç içlerimde,
Sen diye............ //
Duruldu sular, sarıyazdır mevsim,
Yapraklar, yapraklarda derin kızıltılar,
Şimdi ağır ağır üşürse rüzgar,
Ben üşürüm,
Yüzün üşür...
Bu mevsim uzaklara,
uzaklara çeker ufkumu,
Ceplerimde kırlangıçlar,
Bu mevsim her kanatmıştır ruhumu...
Kulaklarda dağdağasıyla veda eder deniz,
Ama biz çocuk değiliz Sevgili,
Yağmurları tutabiliriz kelebeklerimizle,
Susarakta birşeyler anlatabiliriz,
Gülüşebiliriz örneğin,
Ağlaşabiliriz...
Bilmem sende duyarmısın o taş kalbinde bir sızı,
Sararmış yapraklar düşünce akıp giden bir suya,
Bilirim ruhum bu mevsim dalacak Sevgili,
O uyanılmaz uykuya...
Tebrikler hocam harika şiir. Kutlar mutlu yarınlar dilerim.
Bir eylül hatırasından / gözleminden yola çıkılarak yazıldığını düşündüren bir şiir... O nedenle belki de 'eylüllerin sabıkalı' olduğu fikri...
Her aşk temizdir, tertemizdir... Biz toplumca alışkınız hataların günahsızlara yüklenmesinden.... Eylül de böyle.... Biten aşkların 'günah keçisi' her eylül...
O da kendinden beklenen hüzünle boynunu büker sadece, yapraklarını döker, içine kapanır sanki.... Kendini sorgularken her körfezde kıyıya vuran dalgalara anlatır masumiyetini... bulutlar taşır onun hüznünü, hatta onun adına ağlarlar..... yoldaşlık ederler ona....
Şiirin son dizeleri, şiirin tümündeki ve 'Eylül'ün doğasındaki hüznü de aşar... Öyle bir final ki!.... Söz biter burada.... 'Ölümsüz bir aşk' ancak bu kadar üstü kapalı ama şık bir şekilde anlatılabilir.....
İçtenlikle kutlarım Sevgili Öğretmenim duyguların tavan yaptığı şiirinizi.... Yüreğinize, kaleminize sağlık... Daha nicelerine.... Sevgilerimle.... her zaman.........
Gel de isyan etme! Yazdığım ve sonuna geldiğim yorum bir anda kayboldu, gına getirdi artık 'gelip giden elektrikler..'
Öğretmenim, 'eylülün suçu' değil eminim.. Bence sabıkası da yok, varsa biziz suçlu, vukuat insana mahsustur, bilirim..
Ne var ki eylülle değişim de başlar.. Sere serpe yazdan sonra toparlanır ortalık.. Günler giderek zamandan kısar, daralır güneşin açısı.. Gölgeler uzar, serinler sabahlar, yeşil yeşilliğini yitirir yavaştan, sarıya boyanır doğa..
İşte hüzün..
İşte 'suç..'
İşte göç.. Sırada vedalar.. Ve hatırlatır ömrün 'öte yakasını..' Sonrası telaş.. Sonrası acabalar.. Bir yandan muhasebesi başlar kışın.. Soğuk, yağmur ve fırtına beklentisi.. Nasibini alacaktır elbette sevdalar.. Elde sıkıca tutulacaktır en değerli anlar ve en değerli olanlar..
Sanırım eylülün de sabıkası, tam burada..
Yine hoş, yine tarzınızı yansıtan etkili bir şiir..
İçtenlikle kutlarım, Öğretmenim..
''Şiire boyanmış düşlerim var benim,birde nedensiz
gönül sarayından kovulan göçmen kuşlarım''dercesineydi yine sevgiyle dolu yüreğinizden akan duygularınız.Ne güzeldi şiirin serencamında nefesinizle ağırlanmak .Var olsun kaleminiz ,daim olsun kelamınız Naime hanım,sevgimle.
Yaşamın öte yakasına yönümü döndüğümde
Son gün batımından sakladığım
Bir tutam gün ışığı bulacaklar avuç içlerimde
Sen diye…
Naime ÖZEREN...onurlu bir duruş namuslu bir yazış yüreği sevgiyle beslenen sevgili üstadımın usta kalemini ayakta alkışlıyorum saygılarımla
En güzel duyguların mısra mısra bütünleştiği, harika bir şiir..
Kutluyorum, şiir dolu yüreğinizi sevgili can şiir ablam..
Yaşama sevinciniz daim olsun dileklerimle..
Saygı ve Sevgilerle..
Sevgili arkadaşım, şiir yoldaşım, değerli öğretmenim o kadar güzel ki şiiriniz, okurken hüzünlenmemek elde değil, umarım sabıkasız eylüller yaşarız bundan sonra. Yüreğine, kalemine sağlık Saygımla...
Bu şiir ile ilgili 109 tane yorum bulunmakta