Şaban! Ellerin kaba, gülüşün kaba,
Bakışın kaba, giyinişin kaba.
Nerden bileceksin?
Ağzına gem vurulup. incelik öğretilmemişse!
Taşı işler, mermeri oyar gibi yontulmamışsa!
Yerlere kadar eğilmeyi,
El, etek öpmeyi öğretmemişlerse!
Kabalık bunun neresinde.
Salıvermişler toplumun içine
Başı boş bir köpek gibi.
Önce debelenmiş. sonra sağa sola,
Diş geçirmiş.
Açmış ağzını. haykırmış Şaban,
Yedi kat yere, sonsuz göklere doğru.
Bitmiş, tükenmiş yeniden topluma dönmüş,
El pençe durulmuş, bir divan kurulmuş,
Gövdesi ve gösterişi büyük,
Aklı incir çekirdeği kadar küçük,
Adamlar kafa kafaya verip,
Demişler ki; 'Ey insanoğlu! !
Sen sana verilenlerin değerini bilmiyorsun,
Sen asisin, sen isyankarsın'
On iki parmaklı bir kafese koymuşlar,
Üç yüz altmış beş gün altı saat,
İnsan gibi haykırmayı değil,
Hayvanlar gibi böğürmeyi öğrensin diye
Şaban! kalan biraz aklıyla düşünmüş,
En iyisi susmak, bütün her şeye göz yummak,
Açılmış koca kilit,
Güneşi görünce kamaşmış gözleri,
Değişen hiç bir şey yok,
Eskiden sadece Şaban'dın,
Şimdi inek Şaban'sın! ! !
Nurhan Göktürk
(26Kasım1982/Niğde)
Kayıt Tarihi : 29.11.2003 00:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!