çok oldu saçlarım döküleli, ağaralı.
hedefsiz kalalı
yaşlandığımı anlayalı
bir kaç kırık hayal,
biraz silik zaman.
nafile köprüsünden fütursuzca geçenler.
adam sen de durağında öylece bekleyenler.
hayıflanmaların doruğunda kurt gibi uluyanlar.
yaşamadan yamananlar.
senin elin tutsa gözün görse ne fayda.
sesin çıksa dilin dönse, haykırsan...
çare dediğin üzerine oturmuş dağın odağında.
laf anlamaz konuşmaz seslensen yankı,
sussan ağır.
çare dediğin içini kaplamış
siyahın biraz gri tonunda.
silsen beyaz karalasan kapkara
için renk tutmaz.
çare dediğin unuttuklarında.
uykularında.
sonsuzlukta.
birazdan doğacak güneş.
ısıtacak bilmem kaç milyar yıl çarpı 365 gün sonra
bir daha.
Işıyacak yılmadan yorulmadan.
ey denizde damla.
çölde kum tanesi.
çare dediğin bilmen kabullenmen,
reddedişlerinin, uzaklarının
bir adım yanında çare.
garipliğinin, hiçliğinin ertesi günü
akşamlarının yakarışı,
gecelerinin yalnızlığı çare.
ey umutlarını geleceğe katık eden güvercin.
ey gürleyen şelale,
tozu dumana katan sürünün
açlıkla bekleyen aslanı.
ısırdığın boğazın
son titreyişi çare.
ve daha fazlası da var.
debelendiğin bu kurak toprak
yine yağmurlu buluta davetkar.
basıp geçtiğin kaldırımlar
şehrin ışıkları
sabahlar aşikar.
Kayıt Tarihi : 18.1.2023 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!