Sabahın en mahreminde saklı güzelliğin p ...

Sabahın en mahreminde saklı güzelliğin peşinde

Sabahın en mahreminde saklı güzelliğin gölgesinde
Kaybedilmişliği olmayan yoldaşımın peşinde
17 köye uğradım kanaat çemberinde, asalet maskesinde
Deliler dost belledi beni, akıllılık gafletinde
Yerlere kadar eğildim en aşağılanan orospular önünde
17 peydahlanmış piçi evlat edindim 17 günah eşliğinde
Her evde bir gece konakladım, kör ve topal yaşlı evsiz
Son demlerine gebe kadınlık simsarı çirkinliğinde
Gözlerimizi kapattık körebe sahnesi önümüzde perde arkamızda perde
17 sefil gözledi bizi, kalmada saklı hiç bir şey olduk biz.
Benim koynumda ölmek istediğini fısıldadı
Şeytanın fısıltısı mıydı?
Kulaklarımı kesip elime aldım, korktu kaçtı.
Soğukta açlığın kıvrımlarında sürten 17 köpeğe attım
Ellerimi 17 gözenin soğuk suyunda yıkadım.
Gözlerimde acının sevecenliği, hayatı yeniden hissettim,
Bir avuç sessizlik aldım karanlıkta yoluma rehber
Yalancılık pelerinini giyindim, tırnaklarımı söktüm
Dişlerimin arasına aldım, tatmanın ağırlığı çöktü birer birer
Dişlerimin bir kaçı döküldü, toprakta ekin oldular
Saplarını kopardım kalan 17 dişimle öğüttüm.
Midem bulandı bir an için yaptıklarımdan, anı hissettim
Havaya tükürdüm ağzımdakileri, rüzgar savurdu
Oldular 17 kuş kanatları olmayan, yere düştüler
Koşarak geçtim üzerlerinden, bir kaçını ezdim,
Çığlıklarını duymadım ama gözlerimin ağırlığı
Kulaklarımdan akan kanın sıcaklığı, titredim.
Kesilen kulaklarım kesmemişti aklımın sesini
Durmadı sancısı işittiklerimin, burnumu sevdim sessizliğini
17 şer çomak buldum, gözlerime soktum 17 çığlık attım
dilimi tutamadım bu sefer, çomakları çıkarın kenarından damlayan kan
17 kanaldan yanında yürüdüğüm göle aktı
ağzıma dolan kan ile dilimi yuttum, burnumda zavallılığın kokusu
ayaklarımı göle sürükledim, derinlerde bırakılmış kalbimin peşinde
su boyumu aşınca nefessiz kaldım.
Acılarım aniden dindi, yaşamak acı çekmekmiş, gerisi zan
Hayatın en mahreminde saklı güzelliğin peşinde.