Sabahçı Kahvesi
—günün en yorgun saatine dair—
Göz ucuyla uyanır şehir,
Henüz susta sokak lambaları.
Bir çayın buharında başlar hayat,
Sabahçı kahvesinde sessiz duaları...
İki masa ötede bir amca var,
Ellerinde nasır, yorgunluğu yıllık.
Çay değil içtiği, sanki suskunluk,
Simsiyah, şekersiz… ama alıştık.
Sobada yanar odun gibi hatıralar,
Sıcacık ama dumanlı hepsi.
Camın buğusunda yazılı isimler,
Unutulmuş bir sevdanın hecesi.
Radyoda hafif bir türkü çalar,
Kimi zaman Neşet, kimi zaman Zeki.
Kimi dinler içinden ağlar,
Kimi sessizce çözer bir düğümü eski.
Bir yandan okey taşları tıkırdar,
Bir yandan düşer gazete sayfaları.
Kimse konuşmaz yüksek sesle,
Sabahın da kendine has kuralları…
Kömür tozu, taze simit,
Geceden sabaha kalan keder...
Sabahçı kahvesi, bir geçit yeri,
Ne tam uyku, ne tam seher.
Bir bardak daha çay gelir önüme,
Dumanı, düşüncelerimi örter.
Dışarıda gün ısınır yavaşça,
Ama içim hâlâ gece kadar serin bir yer.
Hamit Atay
Hamit AtayKayıt Tarihi : 29.7.2025 12:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!