"sabahın seherinde “
Çık gel dedim,
seni alayım bu taş duvarlı şehirden,
biraz göğe bakalım beraber,
yıldızların unuttuğu yerlerde umut arayalım.
İnsan içine değil,
ruhumun en ıssız kıyısına çıkarayım seni.
Orada ses yok,
kavga yok,
yalnızca kalbinle konuşabildiğin
o derin sessizlik var.
Yalnızlık döndü bana,
gözleri sonsuz bir gece gibiydi:
“Ben terk edilmiş değilim,” dedi,
“ben seçilmişim.
Kimi kalabalıklar içinde kaybolur,
kimi kendinde doğar yeniden.”
Bunu duyduğumda sustum.
Sözler yetmedi,
çünkü anladım:
kalabalıklar bir örtü,
kendimizi sakladığımız renkli yalanlar.
Her “ben iyiyim” diyenin içinde
küçük bir çocuk ağlıyordu,
duyulmayan, görülmeyen,
yalnızlığın ipiyle örülmüş bir çocuk.
Ben de ağladım belki bir zamanlar,
ama sonra…
bir sabahın seherinde,
rüzgârın duaları taşıdığı bir vakitte
göğe baktım.
Karanlıktı,
ama içimde bir kandil yanıyordu.
Yalnızlığın da bir ışığı vardı,
çünkü hakikatin yolu
her zaman sessizlikle açılır.
Bazen bir çiçeğin susarak açması gibi,
bazen bir kuşun uzaklara göçmesi gibi…
Ve kelimeler…
onlar o an doğdu içimde,
yaralı bir ruhun dudaklarında dua gibi.
Dedim ki:
“Ey içimin tenha sokakları,
ey saklı bahçeler,
ey sessizliğin ilahi dili,
ben buradayım.”
Aldanma kalabalıklara,
birbirine çarpan gölgeler onlar.
Her biri kendi boşluğundan kaçıyor,
ama içten içe yalnızlığa dönüyor adımları.
Oysa biz…
biz kendi içimize döneriz,
korkmadan, kaçmadan,
çünkü biliriz:
her yalnızlık bir “ SIR “saklar,
her sessizlik bir kapı aralar…
Ve o kapının ardında…
kendi özünü bulanlar vardır.
Yalnızlıktan geçenler,
ve orada kaybolmayıp
ışığa ulaşanlar.
İşte o zaman anlarsın,
hiç kimse seni kurtaramaz,
senden başka
gözlerin kapalıyken bile görebildiğin
bir ışık olur:
İçinin ta kendisidir o …
#hay_hak✍️📜🌸🤲🏾
Mayıs2024
Hamdi Yumlu UstaalioğluKayıt Tarihi : 26.5.2025 13:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!