Sabaha karşı bir düş kurdum;
Yalnızlığımın eşliğinde,
Acabalarımın senfonisi çalıyordu.
Belkilerim vardı,
Bir de, bir de sensizliğim.
Sabaha karşı bir düş kurdum;
Sen bundan habersiz,
Benden habersiz uyurken,
Ben düşlerimi gezdirirdim,
Uykusuzluk diyarının,
Tenha caddelerinde.
Ve düşüncelerimin,
Hiç bilinmedik,
Issız köşelerinde, sen oldum.
Sabaha karşı bir düş kurdum;
Seni kurdum zamansız,
Ve amansız,
Ve her şeyi yanıma alarak,
Adımlarının gölgesi oldum.
Sen oldum,
Sensizlik oldum.
Sabaha karşı bir düş kurdum;
Düşümde güneşi,
Güneşte aydınlığı,
Aydınlıkta seni,
Sende ise kendimi buldum.
Neler yazmadım ki adına,
Baş harflerini nerelerde kullanmadım ki,
Hatta, noktasızlara nokta koyup,
Adını bile kısalttım,
Kimse bilmesin diye.
Oysa...
Ütopyalarım çırpınırken benliğimde,
Her çocuğun saflığı kadar masum,
Ve her içerdeki gibi çaresiz,
Belki de anlamsızlıklara takılıyor,
Mana arıyordum,
Çözümsüzlüğün orta yerinde.
Sabaha karşı bir düş kurdum;
Gecenin en sonuna gidiyor,
Günün ilk ışıklarını karşılıyordum.
Saat dördü vururken,
Ben hala seni yaşıyordum.
Sen yoktun biliyorum,
Biliyorum hiç olmadığını.
Benimkisi;
Çok uzaklarda, bilinmedik bir şehrin,
En kuytu ve en uyduruk yamacında,
şimdilerde harabe olmuş bir evin,
Değişmesini bekleyen patlamış ampulü gibi,
Işıksız geceleri aydınlatma hevesi.
Kaybetmiş bir insan ne yapıyorsa,
Ben de onu yapıyordum.
Sensizliğe doğru yürüyor,
Dönüp bakmadan ardına,
Gidiyordum işte,
Gidiyordum.
Kayıt Tarihi : 10.4.2005 00:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!