Dünya o kadar büyük ki;
Bir noktayım ortasında, ne yapsam.
Bazan da o kadar küçülüyor ki dünya,
Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam.
Hayat o kadar uzun ki,
Öyle bitmez geliyor ki bir an..
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Felsefe var şiirde... Özdemir Asaf' ın şiirlerini bu nedenle çok seviyorum. Basit cümleleri bile derin anlamlar içeriyor. Yüzyıllardır konuşulan "zıtların birliği" ilkesini diyalektik düşünceyle aktarmış.
Aşağıda "tırnak içinde yazılanlar" bilim.org sitesinden alıntıdır:
"M.Ö 535-475 yılları arasında yaşayan Heraklitos diyalektiğin babası sayılır. Karşıtların savaşı, oluşun zorunlu ve tek şartıdır. Herakleitos şöyle der; eğer karşıtlıklar arasındaki savaş olmasaydı hiçbir şey olmazdı. Kozmos karşıtlıkların savaşının meydana getirdiği bir uyumdur:
“Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.”
Varlıkların meydana gelişi ancak birbirlerine zıt olan ve bundan ötürü birbirlerini devam ettiren zıtların çatışmasına bağlıdır. Heraklitos, savaşın her şeyin babası ve kralı olduğunu; kimini tanrı, kimini insan olarak ortaya çıkardığını; kimini köle, kimini özgür kıldığını söyler. Heraklitos, tanrılarda, insanlarda yok olsun o kavga diyen ozanı kınıyor. Çünkü pes ve tiz sesler olmazsa uyum olmazmış, birbirine karşıt erkek ve dişi olmazsa canlı varlıklar olmazmış.
Evren zıt unsurlardan meydana gelmiştir. Bu zıtlıklar arkasında ise bir olan hep durmakta olup, tanrı adıyla anılır. Bu ayrılıklı birliği filozof çeşitli simgelerde ve şekillerde görüyor.İnen ve çıkan yolun aynı olduğunu, iyi ile kötünün aynı olduğunu, çemberin çevresinde başlangıç ve sonun ortak olduğunu, yazının yolunun düz ve eğri olduğunu, soğuğun ısınıp, sıcağın soğuduğunu; nemlinin kuruyup kurunun nemlendiğini söylüyor. Bütün bu zıtlıklar, ikililiklerine rağmen aynı şey olup bir’in ayrı ayrı yanlarıdır.
...
Hegel’e göre diyalektik, tez-antitez-sentez üçlüsüne dayanır. Gerçekleri oluşturan kavramların her biri karşıtını kendi içinde taşır. Düşünce, bir kavramdan (tez) onun içindeki karşıtına (antitez) bundan da yeniden karşıtına (yani ilk kavrama) dönmekle, diyalektik hareket içinde, iki kavramın birliğini oluşturan üçüncü kavrama (sentez) ulaşır. Bu süreç, düşüncenin kendisini kavramasını sağlayan bilinç içeriğini artırır. Hegel’e göre diyalektik, varlığı belirleyen düşüncenin kendi süreci olduğu gibi dünya tarihinin de oluşum ilkesidir."
Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin..
Öyle kaplayorsun ki evleri, yolları, denizleri.
Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki;
Çılgınca coşturuyorsun bizleri.
Hayat o kadar uzun ve o kadar kısa ki bir nokta olarak her sabah mutlulukla gülümse :))
Dünya, Hayat, Saadet, Ben , Gece ve
'Sen o kadar güzelsin ki sabah,
O kadar güzelsin ki'
SABAHA KADAR
'Sabah, bir yeni dünya gibi geliyorsun'
'Öylesine süslü, öylesine saadesin ki'
'Sen o kadar güzelsin ki sabah'
'O kadar güzelsin ki' CİHK,KOS
Ben o kadar önemli kişiyim ki,
O kadar iyiyim ki aklım ve düşüncelerimle.
O kadar fenayım ki ben
Delice niyetlerimle. .................
Tek kelimeyle mükemmel.cihk
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta