Çaresizliğin sessiz uğultusu zamana meydan okuyor
Saat sabahın üçüne koşuyor şubatın üçüncü gününde
Bir gün daha bitti gerçeğinin hüznü
Diz çöktürüyor bir gün daha başlıyor sevincine
Karanlığa sıkılan bir kurşundur saatin tik takı
Durulmayan yüreğin bulanıklığında balık avlıyor zihnim
Bulutlar geçiyor penceremden
Karamsar bulutlar
Bir şey soracağımı fark etmişler gibi
Alelacele ilerliyorlar güneye doğru
Düğümlenmiş bir boğazla kalıyorum kupkuru
Yıldızsız bir gökyüzünün altında eziliyorum çaresiz
Ne kadar severdim bu saatleri oysa
Etle tırnak gibiydi bu zamanlarda şiirlerimle sevinçlerim
Gökkuşağının her rengi olurdu söz öbeklerimde
Işıltısının bir kaynağı vardı aynadaki gözlerimin
Kaç gecedir hep penceredeyim sabahın üçünde
Geçmişin uçurumunda kırık bir dala asılı anılarla
Cıvıltıyı gülüşlerden öğreniyordum azar azar
Şimdiyse gecenin paslı suskunluğuna mahkumum
Çaresizliğimin suskunluğu yarışıyor
Mazide kayıp giden bir yıldızın sessizliğiyle
Buğulu camın ardında kalıyor hayaller ve ve şehirler
Elimde değil
Uzanıp giden yollarda yitenleri geri getirmek
Kayıt Tarihi : 3.2.2021 03:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!