SABAH UFKU
Ovada meltem,
Yamaçta bahar esintileri,
Ufuklar kıpkızıl,
Dağları sarmış ışık huzmeleri…
Bulutların ötesinde,
Küme küme cisimler…
Ucu bucağı olmayan boşluklar
Güneşler, yıldızlar, gezegenler,
Gökler, galaksiler, âlem içinde âlemler…
Kimi sönmüş ateş,
Kimi, nar tanesi ateş,
Kimi, alev alev yanan, ateşten ateş…
Hepsi, kalbindeki sır ile sarhoş…
Kapılmış cezbeye, yoktur dur durakları,
Dönerken, seyrediyor kehkeşanları.
Gökyüzü mahşer… gerçekten mahşer….
Başka bir perde açıyor; seher.
Yeryüzünde sergi açmış
Çiçekler, böcekler, kuşlar,
Ovalar, akarsular, derin derin yarıklar.
Denizler, denizden yükselen dalgalar.
Yüzünü gösteriyor süphani güzellikler…
Ardı ardına terennümler…
Ney çalıyor,
Karada, denizde, havada neyzenler…
Ezan ile beraber,
Yükseliyor salâ derinden derine,
Bir dağa çarpıp geçiyor diğerine.
Yankıyı salıyor ovaya, huşuyu suya
Ateşine yakıyor, köz ediyor sineleri,
Huzur tezgâhında bir bir işliyor gönülleri.
Zikir halesi;
Sabah ufkunda, andırıyor alev çemberini.
12.12.2015- ANKARA
Kayıt Tarihi : 16.10.2018 22:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!