Zaman gecenin karanlığında akıyor,
Dicle’nin durağan, duru akışı gibi…
Ulu dağların bakışı gibi zaman.
Ne hazin gülüş, sabah şafağının bu demin de
Hangi karanlık doğuruyor,
Hangi atmosfer armağan ediyor,
Kuş ötüşlü
Çocuk gülüşlü bu sabahı…
Kaçışıyor yıldızlar aydınlıktan
Kayboluyor ayın nazlı bakışı
Doğma sancısına tutulmuş güneş
Kızıl bir sema sunuyor gözlere, göklere
Hafif bir rüzgâr esiyor,
Su akıyor yanı başımdan
Dans ediyor ağaç dallarında güz yaprakları
Olgunlaşmış meyveler düşüyor yuvalarından
Ruhuna koku aşılıyor çiçekler insanın
Köpekler havlıyor, kediler densiz miyavlıyor
Kalın, yüksek çitlerin ardından
Ve insanın en karanlık
Beklide en aydınlık yüzü
Mazisi, kendi gerçekliğinde, çıkmazında ağlıyor
Tozlu raflarda unutulmuş eski bir plak gibi
Çalıyor kor düşmüş, acıklı bir sesten, nefesten
Yalnızlık bir günah gibi üstüme sinmiş
Utanılası bir yama gibi duruyor içimde
Okunmayı bekleyen lirik bir şiir gibi hava
Külleri yerlere savrulmuş, atılmış
Kokmuş, şişmiş ama güzel bir ceset gibi
Küllerimden doğmayı bekliyorum
Yeniden bu sabah…
Kayıt Tarihi : 15.2.2010 18:59:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sami Çiftçi](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/02/15/sabah-84.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)