_ Son bir nefes gecenin katranına inat
halka halka
kesik kesik
önce ayaklarım uzasın göğe
sonra ellerim
o çocuk
ilk mısır püskülünden
meydanda sarmıştı ilk bir içim.
İçim titrer Çamlıca’da bazen
ince belliler demlenirken annemin.
_ Hâlâ solgun sanki yüzün
utkun olsun
kıvan
kekik kokulu kırlar açmaya varmış
kokusunu almaz oldun çiçeklerin
bak çakmak çakmak oldu şimdi gözlerim
birkaç dal aşırmanın heyecanı var hâlâ içimde.
Dört başı mamur saklanır baş/lar
duvarın ardında hanımelilerin
değer mi hiç sağanak altında
filancanın kızına yaranmak için
şimdi yine o meydanda başlar nöbetlerim.
_ Zamanı geçti mi
bilmem
son hasatı devşirmenin
aynaları dizin denk günlerinin neşesi var içimde
ve sisli yağ lambaları altında pişen çöreklerin.
Mıh sarı parmakları nasıl ezer
bildin mi lezzetini zifirli ekmeğin
kuşluk vaktinde sesi var tütünden dönen küfelerin
ekmek parası kim bile kimlerin.
_ Bu gün yine öyle kasvetliyim
sağanak altında nedametle
meydandaki şadırvanın yanında
ve sabâ makamıyla boz bulanık bir gün.
Kayıt Tarihi : 6.7.2017 11:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!