Ey Saba! Lütfet…
Gücüm yetmez bu fermanı değiştirmeye,
Vuslat çalar kapıyı; aç ve usulca dinle,
Geçmiş zamanın gelecek bahrînde,
Yaklaşıyor saçları beyazlatan bir uyku,
Nedir bu mavzer uzaklığı; sessiz bekleyiş,
Sonbaharın geçerken çıkardığı o azılı nağme.
Ey Saba! İçimde küle dönen…
Ne zamana dek bu mezara bakış,
Ürkmüş ve kırılmış sesinde ömürsüz kelebekler,
Yağmur sonrası, ıhlamur kokan bu şehirde,
Solan gözlerde akıp giden renkler; seni bekler.
Ey Saba! Bir türlü bitmeyen yol…
Akasyadan süzülen o zambak bakışların,
Sana dair her ne varsa içimde sürüklenen,
Öpünce gider mi ay tenli bahtsız kadın,
Ölünce biter mi, poyraz serinliğinde yaprakların.
Kadir ERCİK
Kayıt Tarihi : 1.7.2022 15:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!