Saati Vuslata Kuramadım mı?

SAATİ VUSLATA KURAMADIM MI?

Bir gelir bir gider gönül yorarsın,
Daldığın hayale giremedim mi?
Gelmiş geçmiş andan hesap sorarsın,
Bir damlacık güven veremedim mi?

Vahası olmayan kızgın çöldeyim,
Çileler dolmadı hala yoldayım,
Bir görsen acırsın berbat haldeyim,
Sevdanın sırrına eremedim mi?

Neler çektiğimi tek sen bilmedin,
Gözümde sel olan yaşı silmedin,
Ne yapsam ne etsem bir kez gülmedin,
Zamandan dertleri düremedim mi?

Tutuşturur külü senin közlerin,
Dikendir bağrıma batar sözlerin,
Nedense hüzünle bakar gözlerin,
Tuvale al renkler süremedim mi?

Bu aşkın peşinden savruldu yeller,
Bülbüldü gül için lal oldu diller,
Sen bilme nasılsa biliyor eller,
Diyar diyar seni aramadım mı?

Dergâhta kulundum sabırla piştim,
Mecnundan bin beter hallere düştüm,
Kapanmış yaramı boşuna eştim,
O yalan bakışı göremedim mi?

Gözlerim yollara takılı kaldı,
Duyduğum inan ki aklımı aldı,
Bekleme diyerek haberler saldı,
Şefkatle saçını öremedim mi?

Ufuklar hasretle deliniverdi,
Ayrılık elime, elini verdi,
Varlığın bir anda siliniverdi,
Kaderin önünde duramadım mı?

Riyalar dökülür çalan sazından,
Bilmedim mevsimin bahar, yazından,
Taş bile çatlardı senin nazından,
Sabırla günleri taramadım mı?

Sen benim canımın içiydin oysa
İsterdim ki gözün benimle doysa,
Felek saçın yolar şaşırır duysa,
O kötü talihi kıramadım mı?

Ah edip vah edip yeminler ettin,
Ne çabuk unutup ufukta yittin,
Boynumu büküp de ellere gittin,
Ben seni aşk ile saramadım mı?

Nasıl unuturum bilmem ki seni,
Aramaz, sormazsın çoktandır beni,
Şimdi, eller, sarar o ipek teni,
Saati vuslata kuramadım mı?

01–03.04.2012

Sevim ASLANALP