Firari bir uykunun hapsindeyim yine bu gece
Aklım zemheride titreyen bir gül
Bir uykusuzluk senfonisi sesine uyanıyorum
Karanlığın en siyahını giyiniyorum
Şiirin cehennemine ilk yolculuk başlıyor:
Önce sevgiliye bir sitem
Sonra içinden bir türlü çıkmadığım anlamsız hayat
Ve rüzgara kaptırdığım sözcükler
Ardından yanıbaşımda duran bardakta çözülen mazim
Film şeridini andıran hayattan kesitler
Bir ara elimdeki kalemle sanki kavga ediyorum
Tüm yaşanmışlıkların acısını ondan çıkarırcasına
Çoğu zaman gülümseyerek küfür ediyorum
Masum görünümlü puştun yedi ceddine
Ve sonra gecenin is'ine bulanmış kalbime şiir yazıyorum
Zifiri karanlığında kelime arıyorum gecenin bu saatinde
Geceye denk düşen imgeler bir bir yok olmuş
Sessizliğin cehennemi boşalmış sanki
Arada bir esen rüzgarı saymazsak
Kalabalıklarıma doluşuyor yalnızlık
Hepsi sanki hüzün hamalı
Koynumda İstifleniyor aşklar, entrikalar
Bir ara sol yanıma dönüp ağlıyorum içimde
Sadece acıyı hatırlatıyor sol yanım
Sonra bir düş yolculuğu başlıyor uçsuz bucaksız
Serinliği yüzümü yalıyor
Bir titreme tutuyor bedenimi
Malum mevsim kış
Saat üç-otuzbeş...
04 Ekim '016
Ahmet BaygümüşKayıt Tarihi : 4.12.2016 10:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!