Bir soba alevinde ısıtırdım avuçlarımı.
Senin dumanın tüterdi bacalarda benim bulutlarımın altında.
Buram buram sen kokardı sokaklar kışın.
Sahi saat kaçtı tam olarak seni içime çektiğimde.
Kaçtı, beni iliklerime kadar zehirlediğinde.
Sonsuzluğa uzanan ellerim var benim.
Parmak uçlarımla güneşe dokunduğum.
Sen ellerime bakardın, ben kara saç tellerine.
Susuz bir yazdan geriye kalan çetin kışlarım var sinemde sakladığım.
Kimi zaman uğruna şiirler yazıp, buhranlara daldığım.
Saat kaçtı ki ellerimin yüzüne değdiği an.
Her daim sarmalanmış hecelerin yokluğu hissettirdiği varoluştun belkide bana.
Gel deseydin bana...
Akşam mesaisi bitmiş göçmen kuşların kanat çırpmalarındaki ahenkle...
Kal deseydin baş ucumda, uyusaydık sadece sen ve sen ve yine senle birlikte.
Kavgalarımız hep seni seviyorumla başladaydı, ardından sen bana gülseydin ve ruhumuz yine sevişseydi galaksideki en büyük yıldızı kıskandıracak sıcaklıkta.
Sahi saat kaçtı...
Kayıt Tarihi : 2.2.2016 12:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!