Saat Kaç Zaman Durmuşken Sensizliğin ...

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Saat Kaç Zaman Durmuşken Sensizliğin Diplerinde Tinsu

Okyanus olsam; okuyan usunda kalsam.Yanaklarından süzülen damlaların toptancısı olsam, seni pazarlasam içimdeki algının dalgalarına imkansızlık kendine gelir mi ki?
*Sensiz şehrin yoklarında senli şehirler kursam, kurlarınla gelip kalsan.
Ama fark ettim ki gidişinle bütün renkli düşlerim yıkılmış, yakılmış, masallara sığınmış bir peri gibi Kaf’ın ardında Kafka kılmış.
*Kış uykusuna kalmış hediyelik bir ayıcığın var bende kalan. Hep uyuyor.Dün uyandı, uyanmışlığını sordu:
…: Sadece siyah ya da kırmızıların var.Başka rengi yok mu aşkın.Kırmızı tutkunuzu, siyah acılarınızın cevazı.
Onun gidişini acıyla tartman doğru mu ki? Sen manav mısın ki? Onun ağırlığını bilmiyor musun ki? Ya da onun ezberlerini okumadın mı giderken, gelirken, sende kalırken.Şimdi daranızı bozan tartısında hangi içsel olayınız var.
-Neden siyahlarını sürdü bahtına? Niçin kırmızılarını sakladı senden.Oysa o gülün yeni tanımıydın.O, aşkınızı güle, gülünüzü aşk külüne, sizi sevdanıza kul kılan meftun ceylan gözlerinin son bakışıydı.
Bilmelisin ki şair:
…:Hiçbir aşk gidişi tartamaz.Öyle bir yürek terazi yok. Acılar mı özlemler mi umutlar mı dönüşler mi ağır?
*Haydi, cevap ver bakalım. Sızılarınıza tohum bırakan kalakalmışlığın
Mişli geçmişinde çekimleniyor filleriniz. Sizin sevda senden ağır.
Hatta çoğu zaman kendiyle bile

*Geçer gider yaşam; ama bitmez bu isteyiş, çürüyüş mecranız.
Şimdi onunla geçirdiğin zamanın amansız takipçisisin. Onlu hayallere sarılmış halin.Biraz daha büyüsün içtepik kazınımların.

Üzüntülerinin üstünü kapat ki başka periler gelip yamalamasın .
Gündüz gibi güleç, gece gibi gözleri nemli olsun.Kimse bilmesin yalnızlığının doğum gününü.Onu bekle ilk gün gibi.Onu en son gördüğün görüntüyle değil, hep görmek istediğin gibi hayatına sar.
-Bir kadın gitmişse aslında hiç gitmemiştir. Bir erkek sevmişse zaten gitmesi bir ömür sürer.Bunu kadınlar zor anlar,erkeklerin maymun iştahlı olduğu konusunda algısal zehirlenme yaşarlar.
*En zor erkek seven erkektir. Bağılları, bağlamları, vicdani fasılları bitmez. Kapatır her şeyi sevdiğinin uğruna.
-Sakın ah etme sevgilim, sakın burnumdan getirme yanlışlarımı, yanılgılarımı, yansıl olmayan hazsal kirlenmişliğimi. Ben de insanım, ahların sarmasın ana kuzusu bu yüreği. Ahlarım tutar burnumda getirsem, içimde hakkını helal etmeyen iç annem var.
-Yıllarca sevgi sütünden emdin .Şimdi bu ahlarını affeder mi ki ?
Dedim ya sevgilim,al beni alnın değdiği her özleme sür. Sürülmüş sevdamız olmuş olur. Sevgine secde etmiş kutsi istemişliğimiz olmuş olur.
*Alınyazına komşuluk ettiğin benli günlerin al kuşağında gökkuşağını çıkar sislerin arasında.Hislerinin bütün renklerini de ekle.
Senin için bir mahzuru yoksa ela gözlerimi boyar mısın mavi düşlerine. Biraz sonsuz bakmak isterim. Biraz derinlerinde yeşillensin baharım.Biraz kollarında sararsın tanelerim sen başak başak içimde yayılırken
-Her yerde çeken bir GSM şirketi gibi olsun yüreğin.Vericilerini seni sevdiğim en özel demlerimde kur.
-Her dem seni çeksin istemlerim. Sesim çıkmaz belki; ama sessizliğim çıkar çığlık çığlığa .
Yeter ki yürekten çeksin her halin.Yeter ki iletişimiz içten olsun sevgilim. *
* Baz istasyonlarında imtiyazlı bağıllarımız zararsız veriler yollasın.
Her hakkı sende, her iletişimi sende saklı saklayamadıklarımızın gölgesinde çekim alanın geniş olsun.
*Çekimli bir fiil gibi bütün şahıs eklerin sonumuzda kalsın .
Derin kalışların sularında bizli incileri aramaya çıksın bahtımız. Tahtımızı sallayan ayrılığın eşeğinden inmelisin. Şeytanın heybesini doldurmasın gururun.
İmkansızlığını gizleme gizlerini kızlığında bırakmış dünlerimiz için.
Aklım ile saklım arasında kalan senli akışların yarınıyım, yarim için.
-Sende kalan senlerimin senesiyim dolmadım henüz ayrılığında. Bu yüzden zamanlama atlasından renksiz hataların müneccimi ben değilim. Seni aşkın en kırmızı rengine boyamıştım.Ufkunun yeşillerinde güleç bir dünya çizmiştim. Gönül atlasımızın en minimize yeriydi kumru gibi yaşamak. Oysa sen şimdi
yelkovan,ben akrep.Zamanımızı ısıran geçersiz düşler, ya da boş gezen huzursuzluk.

Oysa bizi on iki yapan o’nurun gecesinde kaldı saatim.Saat tam beni sen sularında anlatılmaz demleri hayata göstermiştik.
-Saat tam seni ben’den geçmediği son vaktimizde damlaların durdurmuştu içimdeki zamanı. Zamansızlığım ıslak, gelişine kadar
durmuş bütün zaman.
-Şimdi soruyorum saat tam kaç?
-Saatim durmuş içimde, sensizliğimde. Haydi pile gerek yok, o güzel sözlerin , sarılışın, bakışın varken.
*Haydi çalıştır sözde duran; ama özde senli çalışan bu aşk saatini.
Saat tam seni benden geçtiği demlerdir.Gel sarıl ki çalışsın içimdeki saat.Çın çın etsin kalp atışlarım. Gözbebeklerim büyüsün sen gelince, sen bakınca, sen sarılınca, sen bende kalınca dursun dünya.
*Saat o zaman gelişinin mahşeri olur, sormaya gerek kalmaz Tinsu

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 9.12.2011 19:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan