SAAT KAÇ ACABA?
Bir tembellik çöktü ki üzerime kımıldayasım gelmiyor.
Üşenmeyip yatağımdan kalksam da
aya baksam mı ki?
Zapdedemediğim uykuyla dolu gözlerimi kocaman açıp,
uzaklardaki yaldızlı gümüş renkli yalnızlığa selam etsem, beni farkeder mi?
Ne zaman bir şeye dikkatli baksam,
sanki o varlık hikayesini anlatmak için hemen sıraya giriyor.
Bense görmezden gelmeyi tercih ediyorum.
Yoruldum bilmekten.
Yine de duyarlılığım duymak için can atıyor.
Duyduklarım işime gelmeyince,
ruhum ortalıkta kopan fırtınayı evrene yayarken,
kafam kazan gibi kaynayıp durmuyor.
Şu parlak, gri sarı ışıklarını saçmak için yarışan yıldızlara bakınca sakinleşir mi acaba?
Bu güzellik, şu an soğuk geliyor bana.
.
Bedenim düşüncelerimden çıkıp
kendimden taşıyorum.
Yağmur başladı.
Seslerin sihirli ritmi pencereden bak diye beni zorluyor.
Kırmızı kiremitli çatıların oyuklarından taşan sular, saçaklara koşuyor.
Sokak lambalarından yansıyan ışık gözlerimi kamaştırdı.
Rüya olsa gerek bu yaşadıklarım.
Saat kaç acaba?
Zamanın kapıma bıraktığı çiçekler de soldu.
Ben hala bir girdapta dağılıp kıvranıp duruyorum.
Gözlerim derin uykuya hasret.
Hem yerdeki, hem gökteki varlıklar uykuda, sakin.
Başım dönüyor.
Bendeki yeniden patlayacak kasırgaya fırsat vermeden,
yorganı saçlarımın üstüne kadar çekip,
yatağın yaylarına yeniden gömüldüm.
Saat kaç acaba?
Ayla Korkanç
Kayıt Tarihi : 19.11.2018 18:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)