Hüzün çiçeği kokusu
doluşmuş odama, uyumalıyım.
Kapıyı kilitlemeli,
pencereyi örtmeliyim.
Saat gecenin bir vakti;
ışığı söndürmeli,
yatağıma girmeli,
üzerimi örtmeliyim.
Ne de olsa sensizim,
bu işleri kendim görmeliyim.
Yastığımda tuzlu gözyaşı lekeleri birikmiş.
Vücudumda soğuk bir yalnızlık titremesi.
Kör olasıca gözlerim, bu neyin çilesi?
Sensiz geçen günlerin sayısınca
akşamüstleri vişne rengine büründü.
Bir akşam saat dokuz
sonrasında arayacaktın.
Zihnimi her akşam
saat dokuza mıhlıyorum.
Akşamlar yüzlerce kez dokuzu gördü.
Hâlâ aramadın, hâlâ bekliyorum.
Bir cümlen ki varlığı yokluğa bürüyor.
Bir cümlen ki kalbe çalar saat kuruyor.
Ah teni güneşi sevmez
gökkuşağı gözlü sevgili!
Kuzular büyüdü,
mevsimler değişti,
fidanlar ağaç oldu.
Aylardır, akşam saat dokuzdan önce
saatin tik taklarıyla heyecanlanırken
dokuzdan sonra hep ıstırap çekiyorum.
Ha şimdi aradı ha şimdi arayacak.
Bekliyorum, bekliyorum, bekliyorum.
Kayıt Tarihi : 28.10.2018 00:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
29 EYLÜL 2018 CUMARTESİ
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!