Issız bir sonbahar gününde, şeffaf bir durağın önünde bekliyordum
Saat 5,45 otobüsünü
Yol karanlık, hava karanlıktı yine
Güneş kaçmıştı ama nereye ? kimler kaçırmıştı onu ? Bir nebze tutabilseydim keşke elimde... Avucumun içinde minik bir güneş olsa yeterdi kendime...
Neyse otobüsüm gelmiş, gecikmiş yine lanet şey geç kalıyorum bak yine bir yerlere
Nereye mi bilmiyorum... Tarifsiz bir yolcuyum işte bende.
Eski model bir otobüs olsa gerek bu,baksana şuna gıcırdıyor yol aldıkça
Acaba onuda mı hayat yordu ne ?
Etrafıma bakıyorum, yolcular oturuyor sessizce... ben dahil
Ama konuşacak çok şey var biliyorum ama kiminle ?
bak ne çok kullandım bu 'ama' yı yine...
Ama demekten yoruldum biliyor musun. Keşkelere sığınmaktan kaçıyorum doludizgin. Lakin gel gör ki rotasız geminin limanı olmazmış rüzgarlar savurur yine tekrar tekrar aynı yerine bırakırmış.
Aynı yerde çakılı olmaktan o kadar çok sıkıldım ki gel diyorum rüzgara gel
Savur beni... En fazla nereye savurabilirsin ki ?
Hafife almamak gerekiyormuş rüzgarı, iyi savurdu beni namussuz nerdeyim şuan bilmiyorum aslında bakarsanız öncesinde de isimsiz di sokak tabelaları haritalar görünmez mürekkep ile yazılmıştı sanki belki de mürekkepleri akmıştı
Birden bir yağmur tutuyor sanarsın ki bir sel baskını...
Maskemi çıkartıyorum, kirpiklerim ani bir edayla bulut kimliklerine bürünüyor
Usulca başlıyor onların yağmuru da. Daha sonra buraları sel alacak biliyorum
Ama kaçmıyorum...
Biliyor musun ben yağmurları çok seviyorum
Çünkü kimsenin yaşlarımı fark etmeyeceğini biliyorum...
Ağlamayı da sevdirdi yağmurlar, en çok da karadeniz yağmurlarını seviyorum
Belki de sadece karadenizli olduğumla alakalıdır tüm bunlar bilmiyorum
Hey orada ki , kimsin seni tanımıyorum ?
Aradığım bir kadın var, ismini bilmiyorum...
Tarif et desen , daha önce gördüğümü de hiç sanmıyorum
Bilmem belki görmüşümdür, görmüşümdür de gözlerimi bulutlara kiralamışımdır o vakit yoksa fark ederdim biliyorum...
Tanrım,tanımadığım bir kadını mı arıyorum ?
Tanrım,tanımadığım bir kadını mı seviyorum ?
Tanımadan sevmek çok zormuş tanrım ben bunu istemiyorum...
Belki sensindir dediğim her umut, ateş böceği çıkıyor
Yanlış anlamayın ateş böceklerini severim ben.
Ama onlar bile bir araya gelince fark ediliyor biliyorum
Onları da kavanoza hapsediyorlar görüyorum
Ben özgürlük vaad ediyorum kalbimin gökyüzünde...
Her kadının bir gökyüzüsü vardır biliyorum.
Benimkinin sahibi kaybolmuş da bulamıyorum.
Bilseydim kim olduğunu onu benim gökyüzümde uçtuğu için dondurmazdım bunu da biliyorum ve bunu bilmezsem başka bir gökyüzünde onun kahkalarını duyunca değerini anlayacağımı da bir yerlerden duymuştum
Bir şarkı çalsın , bu şarkı bizim olsun
Adını biz koyalım hatta bence şarkıyı biz yazalım diyorum
Sözlerini ben koyayım, gülüşleri senin olsun
Çünkü dünyanın en güzel şarkısı olsun istiyorum.
Gülüşlerini neden sana bırakıp sözleri niye ben aldım biliyor musun ?
Çünkü sevdiğim, çünkü kadınım...
Bu yeryüzünde senin gülüşüne yazılacak sözlerden güzeli varmıdır ben bilmiyorum
Ee,bilmediğim şeyi de yok sayıyorum...
Ve senin gülüşlerin kadın...
Gülüşlerin diyorum
Aşık olmak sebebi diyorum
Yaşama umudu diyorum
Ben çok bilmişlik taslamam kadınım , çok şeyi bilmiyorum
Ama bildiğim bir şey varsa...
Hey sen , henüz ismini bilmediğim , tanımadığım kadın
Ben seni şimdi bile çok seviyorum...
Kayıt Tarihi : 3.6.2019 10:09:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!