S o n um s o n s u zum...

.

Kaçmak ısrarın önünden
Takılan eller gibi sarılmak
Bıraksam tırnaklarım kopacak
Şiir etimden et kapacak

Pencerem düştü
Camlarım tuz buz yüzümde
İyiyim
Sığındığım kadar yapışmamış elbisem
Tenimde ne varsa ateş
Hafif sızı rüzgara değsem
İçten

| şuram sancır ince ince, çocuk öyküleri kadar anlaşılır, kötü şeyler olmuyor
hayal gibi bir şey, tetanos iğnesi belki iç pasını çözüyor, çözdükçe ince sızı |

Kırıl dudağın ağlarken
Lacivert gözlerin
Bulutlara süs
Gözyaşın ki;
İçimin sesi kadar yalnız
İki kirpikten akıyor olsa da
Çırılçıplağız

Beni yağmur yağarken ara
Bilirim
Islak iken her yer
Belli olmaz yaşlar be dudak
Üşümüş
İnce ellerinle kapa ağzını
Saklıyordun bir zaman
Koynunda öptüğüm dudağını

Şimdi sıcak
Yanarken ölmek sıcak
Sıcak kül olup suya karışmak
Sıcak seni düşünmek
Düşünmek sıcak

Sarmalım tutundu hayaline
Sarıldım sıcak
Düşündüm sıcak
Gözlerin lacivert
Gördüm güldüğünü
Bağlasam elimi ensene
Ayrılmasak
Beklentisiz gün kadar
Kendimize sarılsak

Kim söyleyebilir
Ölümlü şaire son türküsünü

S o n um s o n s u zum...

19.11.2004

.