.
kendi bağlamında
kızıl elma ısıran aç çocukla
dünyanın türlü hallerinin karşılaşması
,
kendimi çiziyorum avuçlarıma
ısla
ıssızlıkla
iki yanağım var kafamda
geride bıraktığım anlarda
yüzüm
eylüle sarılmış hüzün
yaz demeyin
yaz içimden geçen gülün
hüzün içimde açılan düğüm
bağlı ellerime bakmadan
gözlerimi çözün
sever kendini
siz şimdi gülün
göğünüzü avucuma sürün
gözlerim mavi bugün
hayat suyunun akıştığı insan yüzünün
rüzgara durup yakasını kaldırdığı an
gözlerindeki ıslaklığa vurgusu
,
bilirim çılgın değil rüzgar
serin tutar bir yerinde
bir yerinde getirir ölüm
hayat dilerim
suya durmuş gül için
ne ağaç ne çiçek düşleri
bu yüzden güzel güler
gülün kahve dallarında gözleri
buradan başlayın
hüznün izini sürün
bir yanı yalnız
bir yanı hınca hınc insan
dokunmayın yağsın
eylül göğünde kalsın
kendi göğünü sulayan
küçük oz’anın
bir dudak üstünde gezen
kızıl parmakları ve dişinde kalan sızı
,
gömmeyin
mavi tüner omzuna
kurda kuşa aç yüreğin
kendi başına
maviye giden adamın
suya karışan ayakları
yapraklara çıkardığı hüznün gölgesi
,
dallara tutunan yapraklar
her sonbahar yeniden açar
sızı değil bu ayrılıklar
yeşil küpeşte
yeşil tente
mavi deniz dibinde
elden düşer gibi
toplanır geldiği yerde
yan yana
sıkı sıkıya
kader değil bu
uymak hayata
hayat düşen yaprakta
yaprak düşüren damların
yağmur olmadan önce
özledikleri isme yakılan
son sigara
,
tomurcuk kopar bazı
umutsa su düşer dibe
rengi kendinde
kızıl eder gülü
nasıl bağlanma bu
yaprağı kat
anlat meydana
isim bulalım
renkli yaprakların dansına
ateşin var mı!
aranmaya yakın
utanan ve ağlayan adamın
kadın elinde
yüreğinden yakalanıp
sıkılıp havaya kaldırılan bedeninden
kendine düşen pay
,
ne yaptın anlamadım
ağladığımla kaldım
can fışkırdı dudağımdan
duymasam inanmazdım
iki sigara bırakıp gitmek
içi cebinde tüketmek
anlatılmaz şeyleri
söylemende bilmek
içimle didişme
yüzleşme
eksilme kendine gülme
ne olduğunu anlamaya çalışan adamın
kendi iç yangıları
,
eskisi gibi kalmayacağım
ne kalan andı alanı
ne alan anda kalandı.
gitmek
yamandan yalandı
sonra güldü
- sizi falanca aktriste benzettim dedi
o gülümsedi
sonra çok oldu
incitmeden gitmek var mıydı
alnına yazdı
denize koşmakta çaresiz
limanlarda talandı
bir kayaya tutunup
gövdesini suya koydu
soyundu
ağsa ağ açıklar
değilim demekte ne var
- o değilim maalesef dedi ve gitti
sonraki günler
şiir yazmayın mavi üstüne
kan rengi görünmüyor
de bao
heval
ya cane
sessiz ölünmüyor
Eylülün ikinci yarısı ‘05
.
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 26.9.2005 16:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)