S'nin Gölgesi...
Vasiyetimdir..!
Senden önce ölürsem
kefenlemesinler ayaklarımı...
***
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Derin ve geniş anlamlı mesajlar yüklü, mükemmel ötesi bir serbest şiir dökülmüş yüreğinizin ceplerinden.
Kutluyorum Mine Hanım.
Saygımla.
Şiirimden ilginizi ve desteğinizi esirgemediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılarımla hayırlı sabahlar....
Hikayeler hayatın bir parçası, yaşanmışlığı, yaşanacak olandır...
Asıl olan bakmak ve baktığını görebilmek... Tıpkı ısırganın o koca sevdasına karşın kavuşmalarının imkansız olacağını görmek gibi, bilmek gibi...
Hayatta öyle değil midir? Çok seversin çok istersin ama işte vardır bir aması olmazlar girer araya, can ne kadar uyuşsa da ten uyuşmaz ve ayrılık, özlem...
Muhteşem bir gözlem hikaye şiirdi... Büyük bir haz duydum okurken... Kutluyorum Mine Hanım Kardeşim...
Saygı ve Selamlarımla.
Doğa ve İnsan, ayrılmaz birer bütün bitkilerle çok benziyoruz, kadın veya erkek hayatında bir dönem papatya kadar narin, ısırgan otu kadar ketum olabiliyor insan...
Sizde bu bakış açısıyla şiirin özünü yakalamışsınız çok teşekkür ediyorum Hocam, saygılarımla hayırlı sabahlar...
Papatya falı tamam, menekşede hala naz
Güz kapıya dayandı, mevsime düştü ayaz
Böylece geldi geçti, kısa bahar uzun yaz
Sormayın ısırganın, akıbeti, meçhuldur------------------------İbrahim Kurt
Mine hanım bu güzel anlamlı şiirinizi ve sizi kutluyorum bir dörtlükle şiirinize canı gönülden iştirak ediyorum kabul buyur saygılarımla
Şiirime has bu güzel ve anlamlı dörtlük için çok teşekkür ederim Hocam, emeğinize yüreğinize sağlık, saygılarımla hayırlı sabahlar...
Isırgan otu da sanırım o acı kayıptan sonra tüm çaresiz hastalara derman oluyor sessizce kimse bilmeden..Çok çok güzel bir masal şiir olmuş..Gelincik ve papatyaların bu mevsimdeki beraberliğini biliyordum ama ısırganlara dikkat etmemiştim hep beraber mi oluyorlarmış, öğrenmiş oldum..
Gönülden kutlarım Mine hanım çok çok güzel bir çalışma..beğeniyle okudum..nicelerine..Selam ve sevgilerimle...
Haklısınız ısırgan otu şifası ile bilinir mutlak öyle olmuştur... Doğayı insanlara benzetirim daima nasıl ki bizler birlikte yaşıyoruz bitkilerde öyle, mesela saksıya zambak soğanı ekmiştim mart ayında , sonra bir baktım yanında minik bir papatya bitivermiş hem şaşırdım hem de çok sevindim :) Toprak saksıda da olsa O ol deyince oluveriyor...
İlginizi ve değerli görüşünüzü esirgemediğiniz için teşekkür ediyorum, sevgilerimle hayırlı sabahlar...
Tebrik
ediyorum
Mine hanım,
kutluyorum
sizi.
Selamlar
Şiirimden ilginizi esirgemediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılarımla hayırlı sabahlar....
tebrikler yürekten kutlarım saygılar
Şiirimden ilginizi esirgemediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılarımla hayırlı sabahlar....
Sevdalar, kır çiçekleriyle başlayıp, dünyaya dağılmıştır. Bağlılığı, ihaneti, hoş görüyü, özverililiği onlardan öğrenmiştir insanoğlu. Mutlaka boynu bükük kanayan bir gelinciğin yanıbaşında narin, şefkatle ona yaslanan bir papatya vardır, en içten. Gölgelerin prensesi menekşeyi ileriden koruyan gözlerle takip eden nergisi görebilirsiniz. Hanımeliyle dertleşen sırdaşı yasemine ne demeli? hele hele sevgisine karşın bilmeden zarar veren ısırganlar ya da zakkumların ızdırabını anlayabilmek... Yaşamın gerçeklerini çiçeklerin, doğanın diliyle okumak, mutluluk verici bir duygu. Tebrik ederim.
Çiçeklerin varoluşunu ve insanoğluna neler kattığını çok anlamlı sözlerle dile getirmişsiniz Hocam, varlığınız değer kattı masalıma çok teşekkür ediyor saygı ve selamlarımı gönderiyorum...
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta